Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2024 yılı itibarıyla okullarda yılbaşı ve Noel kutlamalarına ilişkin önemli bir karar alarak, bu tür etkinliklerin yasaklanmasına yönelik bir yazı yayımlamıştı.
Bu yazıda, "yılbaşı ve Noel" gibi etkinliklerin, milli ve kültürel değerlere aykırı olduğu gerekçesiyle, okullarda düzenlenmemesi gerektiği ifade edilmiştir. Bu karar, özellikle öğrenciler, öğretmenler ve veliler arasında geniş bir tartışma yaratmış, sosyal medyada da farklı görüşler dile getirilmiştir. Bizde bu konu hakkında vatandaşlara ne düşündüklerini sorduk.
MEB'in Kararının Gerekçesi
MEB'in bu kararının dayanağı, eğitim kurumlarında milli ve manevi değerlerin ön planda tutulması gerekliliğidir. Bakanlık, yılbaşı ve Noel gibi etkinliklerin "kültürel değerlere aykırı" olduğunu öne sürerek, bu tür kutlamaların okullarda yapılmasını engellemeye yönelik bir adım atmıştır. 16 Aralık 2024 tarihinde, Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Yıldırım imzasıyla yayımlanan yazıda, yılbaşı ve benzeri kutlamaların, "milli ve kültürel değerlere aykırı" faaliyetler olarak nitelendirildiği ve okullarda bu tür etkinliklerin yapılmaması gerektiği vurgulanmıştır.
Ayrıca, yazıda sadece fiziksel kutlamalar değil, aynı zamanda bu etkinliklerle ilgili dijital, yazılı ve görsel içeriklerin de paylaşılamayacağı belirtilmiştir. Bu karar, özellikle eğitim kurumlarında kültürel çeşitliliğin ve hoşgörünün ön plana çıkarılmasının önemini savunan kesimler tarafından eleştirilmiştir.
Bu kararın açıklanmasının ardından, toplumda farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Bazı bireyler, yılbaşı ve Noel kutlamalarının Hristiyan kültürüne ait gelenekler olduğunu ve bu tür etkinliklerin çocuklara yanlış bir şekilde empoze edilmemesi gerektiğini savunmaktadır. Onlar, bu kutlamaların dini bir temele dayandığını ve eğitim kurumlarında bu tür etkinliklerin yapılmasının, toplumun kültürel değerleriyle çeliştiğini düşünmektedirler.
Örneğin, Bülent Gürsoy adındaki bir vatandaş, bu kutlamaların okullarda yapılmasının sakıncalı olduğunu belirterek, yılbaşının Hristiyanlara ait bir kutlama olduğunu ve çocuklara bu geleneklerin öğretilmemesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu görüş, dini hassasiyetleri ve kültürel kimliği koruma amacı taşımaktadır.
Fakat bu görüşe karşı olarak Kaan Gürsoy, yılbaşı kutlamalarının sakıncalı olmadığını savunmuştur. Ona göre, yılbaşı kutlamaları yalnızca yeni yılın heyecanını paylaşma amacını taşımaktadır ve herhangi bir dini öğretiyle bağlantılı değildir. Gürsoy, okullarda yılbaşı kutlamalarının masrafsız ve eğlenceli bir etkinlik olarak yapılabileceğini belirtmiştir. Bu bakış açısı, yılbaşının kültürel bir etkinlik olarak, toplumda sadece bir takvim yılının bitişi ve yeni bir yılın başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiğini savunur.
Yılbaşı Kutlamalarının Kültürel ve Sosyal Açıdan Yeri
Yılbaşı kutlamaları, dünya çapında farklı kültürlerde çeşitli şekillerde kutlanan bir etkinliktir. Birçok ülkede, yeni yılın başlangıcı coşkuyla karşılanırken, bu kutlamalar genellikle bir yenilik, taze başlangıçlar ve umut simgesi olarak görülür. Türkiye'de de, özellikle büyük şehirlerde, yılbaşı kutlamaları çoğunlukla aile içi toplantılar, arkadaşlarla yapılan eğlenceler veya televizyon yayınları aracılığıyla gerçekleşir.
Bu tür kutlamaların, özellikle çocuklar açısından herhangi bir olumsuz etkisi olmamakta, aksine yeni yılın heyecanını paylaşarak sosyal ilişkilerde olumlu bir etkileşim yaratmaktadır. Okullarda yapılan yılbaşı etkinlikleri de benzer şekilde, çocuklara sadece yeni yılın gelişiyle ilgili bir heyecan yaşatma amacını taşır.
Ancak, Türkiye gibi kültürel çeşitliliği ve dini inançları zengin olan bir ülkede, yılbaşı kutlamalarının düzenlenmesi, toplumsal değerlerle uyumlu bir şekilde yapılmalıdır. Özellikle, dini ve kültürel hassasiyetlerin gözetildiği bir ortamda, bu tür etkinliklerin nasıl gerçekleştirileceği konusunda dikkatli olunması gerektiği bir gerçektir.
Eleştiriler ve Sosyal Tartışmalar
MEB'in bu kararı, özgürlükler ve hoşgörü gibi temel demokratik değerlerin kısıtlanması olarak eleştirilmektedir. Ali Eren adındaki bir vatandaş, okullarda yılbaşı kutlamalarının kaldırılmasını mantıksız bulduğunu ve bunun neden kısıtlandığını sorgulamaktadır. Eren, dünya genelinde yılbaşı kutlamalarının yaygın olduğunu ve insanların bu tür etkinliklerle yeni bir yıla başlangıç yapmayı kutladığını ifade etmektedir.
Bu eleştiriler, toplumsal hoşgörü ve kültürel çeşitliliğin önemini vurgulamaktadır. Yılbaşı kutlamalarının, sadece bir kültürel etkinlik olarak, toplumsal yapıyı zedelemeyecek şekilde gerçekleştirilmesi gerektiği görüşü savunulmaktadır. Çocuklar ve gençler için, çeşitli kültürel ve dini inançlara saygılı bir şekilde kutlamaların yapılması, toplumsal barışı sağlamak açısından büyük önem taşır.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın okullarda yılbaşı ve Noel kutlamalarını yasaklama kararı, Türkiye'deki toplumsal değerler ve kültürel hassasiyetler çerçevesinde şekillenmiş bir karar olarak değerlendirilmektedir. Bu karar, toplumda farklı görüşlere yol açsa da, genel olarak eğitimin, kültürel çeşitliliği ve hoşgörüyü gözeten bir yaklaşım benimsemesi gerektiği unutulmamalıdır. Yılbaşı ve benzeri kutlamaların, çocuklara zarar vermeden, doğru bir şekilde aktarılması ve toplumsal değerlerle uyumlu hale getirilmesi önemlidir.
Eğitim kurumlarında, milli ve manevi değerlere saygı gösterilerek, çocukların farklı kültürleri ve inançları anlaması sağlanabilir. Bu dengeyi kurmak, toplumun özgürlükçü ve hoşgörülü bir yapıya sahip olmasına katkı sağlar.