Tıpkı gribal bir enfeksiyonmuş gibi yorgunluk, halsizlik ve ateşle kendini gösterebilen lenfoma, çocukluk çağında en sık karşılaşılan kanser türleri arasında yer alıyor. Birçok hastalığı taklit edebilen bu sinsi hastalığın, karaciğer ve dalak büyümesinin yanı sıra, halk arasında beze olarak adlandırılan lenf nodülleri, vücudun herhangi bir bölgesinde nedensiz büyümesi ile de ortaya çıkabiliyor. Çocuklarda her lenf bezi büyümesinde kaygılanmak gereksiz ancak lenf bezi büyümesinin lenfomanın (lenf kanseri) habercisi de olabildiği unutmamak gerekli. O yüzden çok dikkatli olunması gerekyor.
Çocukluk çağında en sık karşılaşılan kanser türleri arasında yer alan lenfoma (lenf kanseri), yorgunluk, halsizlik, ateş ve iştahsızlık gibi belirtiler nedeniyle grip başta olmak üzere birçok hastalığı taklit edebildiğinden sinsice ilerleyerek zaman kaybedilmesine neden olabiliyor. Çocuklarda özellikle üst solunum yolu enfeksiyonları sırasında ve sonrasında en sık boyunda, kasıkta, koltuk altı ve köprücük kemiğinde görülen lenf bezi büyümelerinin çoğunlukla gribal enfeksiyonlardan kaynaklanmakla birlikte, lenfomanın da önemli bir bulgusu. Bu nedenle anne-babaların çok dikkatli olmaları gerekiyor. Hastalığın tedavisinde erken tanı hayat kurtarıyor. Lenf nodları her sağlıklı insanda bulunan, özellikle küçük çocuklarda fark edilir hale gelebilen normal yapılardır. Çocuklarda her lenf bezi büyümesinde kaygılanmanız gereksiz. Ancak büyümüş bir lenf nodu, lenfomanın da habercisi olabildiğinden; çocuğun tanısal yaklaşımında gereksiz tetkik isteyerek zaman kaybına yol açmamak için ayrıntılı öykü ve fizik muayene eşliğinde her vaka ayrı değerlendirilmeli ve buna göre testlerin istenilmesi gerekmektedir. Kan testlerinin yanı sıra hastalığın tanısı için iki yönlü akciğer grafisi, ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme tetkikleri ve biyopsi başlıca yararlanılan yöntemlerdir.
Bu belirtiler kritik önem taşıyor!
Çocuklarda enfeksiyon, ateş, kilo kaybı, gece terlemesi, kansızlık ve döküntü gibi belirtilerin dikkate alınması gerektiği gibi lenf bezlerinin 1 cm’den büyük olması durumunda da hastalık göstergesi olup olmadığının araştırılması kritik önem taşıyor. Yumuşak, rahatça bastırılabilen, hareket ettirilebilen lenf düğümleri ‘iyi huylu’ yani kanser olmayan karakterlidir. Lenfoma ile ilişkili lenf düğümleri sert veya lastik kıvamındadır. Sabit veya birbiriyle küme yapmış lenf düğümleri ise metastatik kanserler veya lenfomaların bir bulgusu olabilir. Bu nedenle süre ayrıntılı sorgulanmalı, bu süreçte lenf nodlarının boyutları ve sayısında artış olup olmadığı irdelenmelidir. 4-6 hafta içinde boyutları gerilemeyen ya da 8-12 hafta içinde tamamen normal boyutlara dönmeyen lenf nodları biyopsi ile incelenmelidir. Boyunda 2 cm’nin üzerinde gösteren lenf nodlarında lenfomadan şüphelenilmelidir. Köprücük kemiği üzerinde yer alan lenf nodlarında ise boyuta bakılmaksızın kanser riski yüksektir.
Erken tanı ile tam iyileşme mümkün!
En sık görülen çocukluk çağı kanserlerinde lösemi ve santral sinir sisteminin ardından üçüncü sırada olan lenfomalar ülkemizde yüzde 15-18 arasında görülüyor. Dikkatli öykü, muayene ve tetkikler sayesinde tanı kesinleştirildikten sonra nedene yönelik tedavi uygulanıyor. Erken tanı lenfomada da hayat kurtarıyor ve tedavide tam başarıyı mümkün kılıyor. Bu nedenle lenfoma/lösemi ve diğer çocukluk çağı kanserlerinin atlanmaması ve erken tanı konulması için çocukların özenle ve büyük bir dikkatle değerlendirilmesi gerekiyor. Çocukların sağlıklı ve dengeli beslenmesi, düzenli spor yapmaya teşvik edilmeleri, sigaralı ortamlardan uzak tutulmaları ve işlenmiş et ürünleri (salam, sosis, sucuk vb) ile şekerli gıdaların zararlarına karşı da bilinçlendirilmeleri önemli.