KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİNE HUKUKİ BAKIŞ

Abone Ol

Hukuken bakıldığında kısa çalışma ödeneği, devletin işverene, çalışanına karşı ücret ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesi ve çalışanın bu süreçte mağdur olmaması için oluşturmuş olduğu bir ekonomik tedbir. Peki kısa çalışma ödeneğine başvuru şartları neler, başvurular nasıl yapılabiliyor?

Koronavirüs salgını sebebiyle oluşan tehlikeye karşı insan ve kamu sağlığını güvence altına almak amacıyla ülkemizde birtakım tedbirler alınmıştır. Özellikle çalışma sektöründe çalışanların mağdur olmaması ve işveren- işçi arasındaki güven ilişkisinin zedelenmemesi için birtakım önlemler alındığı görülecektir. Bunlardan bir tanesi Kısa Çalışma Ödeneği'dir.

30.04.2011 tarihinde Resmî Gazete’de yayınlanan Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmelik, ödeneğin yasal dayanağıdır. 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu baz alınarak hazırlanan yönetmeliğe göre, sigortalı sayılan kişileri hizmet akdine tabi olarak çalıştıran işverenin, ekonomik kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerini geçici olarak önemli ölçüde azaltması, işyerinde faaliyeti tamamen veya kısmen geçici olarak durdurması hallerinde, işçilere kısa çalışma ödeneği ödenmesi söz konusudur.

Bu yönetmelik ile, genel ekonomik kriz veya zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere sigortalılara çalışamadıkları dönem için gelir desteği sağlanması amaçlanmaktadır.

İşverenin kovid-19 salgını adı altında “zorlayıcı sebep” ile yaşadığı durumdan ötürü çalışanların mağdur olmaması ödeneğin en temel amacıdır. Yargıtay vermiş olduğu kararlarında zorlayıcı sebeplere “salgın hastalık” durumunun da girebileceğini belirtmiştir. Buna göre işveren; işyerindeki faaliyetin kısmen/faaliyetin durduğunu bu durmanın kovid-19 nedeniyle gerçekleştiğini ispatlayarak ödeneğe başvurabilir.

Yönetmeliğin 6. Maddesinde kısa çalışma ödeneğine başvuru şartları belirtilmiştir. Buna göre bu şartlar:

İşverenin kısa çalışma talebinin Bakanlıkça uygun bulunması,

İşçinin kısa çalışmanın başladığı tarihte, 4447 sayılı Kanunun 50.Maddesine göre çalışma süreleri ve işsizlik sigortası primi ödeme gün sayısı bakımından işsizlik ödeneğine hak kazanmış olması,

 Kısa çalışma ödeneği talebinde bulunması olarak belirtilmiştir.

Yönetmeliğin 4. Maddesinde başvurunun işveren tarafından nasıl yapılacağı belirtilmiştir. Genel ekonomik kriz veya zorlayıcı sebeplerle işyerinde kısa çalışma yapılmasını talep eden işveren, Kurum birimine, varsa toplu iş sözleşmesi tarafı sendikaya yazılı bildirimde bulunur.

İşveren bildiriminde:

Genel ekonomik krizin veya zorlayıcı sebeplerin işyerine etkileri ile zorlayıcı sebebin ne olduğunu,

 İşyerinin unvanını, adresini, varsa toplu iş sözleşmesi tarafı sendikayı, Bakanlık bölge müdürlüğü ile sosyal güvenlik işyeri sicil numarasını,

Varsa iddiasını kanıtlayıcı somut belgeleri,

Kısa çalışma yaptırılacak işçilere ilişkin bilgileri Kurumca belirlenen formatta belirtmek zorundadır.

İşveren, yukarıda belirtilen bilgileri belge haline getirerek bağlı bulunduğu Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü (İŞKUR) şubesine kısa çalışma yapılması için başvuruda bulunur. İşverenin talebi Kurum birimi tarafından sebep ve şekil yönünden değerlendirilerek işverenin işyeri faaliyetini kovid-19 sebebiyle durdurmasına/azaltmasına ilişkin kuvvetli delillerin bulunması da göz önünde bulundurularak karara bağlanır.

İşverenin işyerinin kısa çalışma ödeneğine uygun olup olmadığına ilişkin karar Kurum birimince işverene bildirilir. İşveren bu durumu, işyerinde işçilerin görebileceği bir yerde ilan eder veya ilan yoluyla işçilere duyuru yapılamadığı durumlarda, kısa çalışmaya tabi işçilere yazılı bildirim yapılır. Akabinde çalışanlara Kurumun belirlediği miktar üzerinden ödeme yapılır.

Hukuken bakıldığında kısa çalışma ödeneği, devletin işverene, çalışanına karşı ücret ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesi ve çalışanın bu süreçte mağdur olmaması için oluşturmuş olduğu bir ekonomik tedbirdir. Salgın sebebi ile işleri durma noktasına gelen işverene de çalışanına karşı ekonomik desteği sağlama gücü yaratmaktadır.