GENEL

KİRACISI ÇIKMAYINCA İŞ MAKİNESİYLE DUVARI YIKAN DÜKKAN SAHİBİNE CEZA!

Antalya'da kiracısının tahliye etmemesi üzerine iş makinesiyle dükkanının duvarını yıkan mal sahibine, "hakkı olmayan yere tecavüz" ve "mala zarar verme" suçlarından verilen hapis cezası onandı.

Abone Ol

Dairenin kararına göre, 2014'te Antalya'daki bir dükkan sahibi, kiracısından iş yerini tahliye etmesini istedi. Kira sözleşmesinin devam ettiğini belirten kiracı, bu isteği kabul etmedi. Bunun üzerine dükkan sahibi, dükkanın kapalı olduğu bir saatte kiracısından habersiz olarak iş makinasıyla duvarını yıktığı iş yerini kullanılamaz hale getirmek istedi.

İş yerine geldiğinde durumu gören kiracı, Cumhuriyet başsavcılığına şikayette bulundu. Başsavcılık, dükkan sahibi hakkında "mala zarar verme" ve "hakkı olmayan yere tecavüz" suçlarından dava açtı.

Yargıtay, beraat kararını bozdu

Yargılama sonucu Antalya 17. Asliye Ceza Mahkemesi, "mala zarar verme"den mahkumiyet, "hakkı olmayan yere tecavüz"den ise beraat hükmü kurdu.

Yerel mahkeme kararının temyiz incelemesini yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 2022'de "mala zarar verme"den verilen mahkumiyet kararını onarken, "hakkı olmayan yere tecavüz"den verilen beraat kararının ise hatalı olduğu gerekçesiyle bozdu. Bozma gerekçesinde, "suç tarihinde kiracının kullanım hakkının devam ettiği ve dükkan sahibinin kullanıma mani olmaya çalıştığı" ifade edildi.

Mahkumiyet kararı onandı

Bozma kararı sonrası yeniden yapılan yargılamada Antalya 17. Asliye Ceza Mahkemesi, sanık dükkan sahibine "hakkı olmayan yere tecavüz" suçundan 5 ay hapis cezası verdi. Sanık avukatı, "sanığın kendine ait dükkana tecavüz edemeyeceğini" belirtilerek, bu karara karşı itirazda bulundu.

Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesi, "hakkı olmayan yere tecavüz" suçundan verilen mahkumiyet kararını onadı.

Dairenin kararında, eylemin sanık tarafından işlendiğinin saptandığı belirtildi ve kullanım hakkı kiracıda olan iş yerine dükkan sahibi olan sanığın herhangi bir mahkeme kararı olmadan kullanımı engelleme amacıyla müdahalede bulunduğu ifade edildi.

Oy birliğiyle alınan kararda, yerel mahkemenin kurduğu mahkumiyet hükmünde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı ve sanık avukatınca yapılan temyiz itirazının bu nedenle yerinde görülmediği kaydedildi.