Babacığım. Geçen cumâyı Akyazı'daki İmam-Hatip Lisesi mescidinde gençlerle kıldık. Bu hafta da onun hemen öte yanındaki benim başharfleri bağlamında ACEM dediğim câmideydik.
ÖLÜ HAYATLAR, CANLI CENÂZELER
Bu iki cumâ arasında da sosyâl hayât ve toplumsal hareketlerimizin açılım, sıradışılık yenilik ve başkalık diyebileceğimiz farklılıkların eksenini cenâzeler oluşturdu. Dînimizin cenâzeleri bile canlılık wesîlesi elhamdülillâh. Sen de bunu hayâttayken en güzeliyle sergiledin. Ne mutlu ki bu güzel sünnet bizlere de sirâyet etmiş.
Geçen haftaki cenâze Kestâne'deydi. Akrabası olduğu için Şenel ÖZATA arkadaşımız giderken bizi de aldı.
HACIVELİGİLLER ya da SÂLİHAĞAGİLLER
Hayâtının büyük bölümü Hollanda'da, gurbette geçmiş, zamânında medrese eğitimi almış, ömür boyu imamlıklar yapmış, kimsenin kötü diyemeyeceği adı gibi sâlih bir ömür sürmüş, çocukları ve çevreye örnek bir insan modeli sunmuş 3 oğlan 1 kız babası HACIVELİGİLLER denilen âilenin büyüklerinden Sâlih ŞENEL'in Cenâze defin işlemi esnâsında toprak atılırken bir hareketlenme oldu.
SÂLİH ŞENEL'DEN HÜSEYİN KASAP'A
Yanımızdaki arkadaşlardan biri ilk yardım niyetiyle hemen müdahale etti. Bizim peşimizden yolda ambulansla geçiştik. Akşam için Piraziz'de durduğumuzda ölüm haberini alıyoruz. Emin AYDIN Hoca, Hüseyin KASAP çok iyi insandı. En bariz tarafı da cenâzelerde ölü üzerine toprak atmasıydı.
Biz de dedik ki, o da zâten mezara toprak atarken fenâlaştı. Efendimiz SAV 'in buyurduğu gibi YAŞADIĞI HÂL ÜZERE ölmüştü. Allâh CC rahmet eylesin.
CENÂZEDEN TİLÂVETE, İLİMDEN İMAJA
Her neyse, Cumâ günü akşamı dün katıldığımız cenâzenin Kur'an Tilâveti programına katılmamız da mevzubahis oldu. Yâsin okunurken câmiye vardık. Biz de okuduk. Arada da kısa bir konuşma yaptık. Eksende, Efendimiz SAV'in öldükten sonra defterlerin kapanmadığı üç durum hadîsi vardı. SADAKA-İ CÂRİYE, ANDIRAN İLİM, HAYIRLI EVLÂT. Bunları açıklarken senin beni çevrenin olumsuz söylemlerine, ölü mü yıkatıcan çocuğa söylemlerine rağmen İmam-Hatibe verişinden falan da bahsettim.
VAR BİRAZ DA SEN OYALAN
İlim illâ da kitap yazmak, talebe yetiştirmekle sınırlı değil, bir imaj, jest ya da hâfızalarda kalan örnek hareketler de buna dâhildir dedik. Babam şöyle yapardı, şu komşumuzun şöyle örnek bir hareketi vardı gibi örnekler verdim. Bilâl Dayı rahmetlinin;
MAL SÂHİBİ, MÜLK SÂHİBİ
HANİ BUNUN İLK SÂHİBİ
gibi dâimâ tekrarladığı ve bu gün 20 yıla yakın zaman geçmiş olmasına rağmen bu sözünün kulaklarda yankılandığını, belki olur-yazarlığı bile olmadığını, ancak bir ilim mîrâsı bırakmış olduğunu falan söyledim.
FÂTİH TALEBE, FÂRUK MUALLİM, HÂKAN KARDEŞ
Cenazeden sonra bir talebemiz ve öğretmen arkadaşımız dâhil etrafımızı sardılar. Meğer SÂLİH ŞENEL onların âile büyüğü imiş. Yurt dışından gelen çocukları, HÂKAN BEY, ARZU Hanım ve Malatyalı dâmatları falan çok teşekkür ettiler. Tanıştık. İnşâllâh, çocuklarımız da tanışsın istedik. Ama bu olmadı. Biraz da bizim rahatlığımızdan oldu.
MUÂREFE BİR BAŞKA BAHARA
Onlarla bululacağımız.gün bizim cenazemiz çıktı. Mezarlığa da gidince iş uzadı. Onların da dönüş günüymüş. Vakit dara bindi. Cenâze de çok yakınımızdı. Şimdi, paylaşımdan senin de göreceğin gibi, annemle ilgilenmek te söz konusu olunca tanışmak bir başka zamâna kaldı sevgili babacığım. Şimdi, bu hafta başı olan bizim cenâzemize geçiyoruz; buyrun:
MÜCEWHER TEYZEMİZ TOPRAĞA VERİLDİ
Ordu İli, Şarkiye Mahallemiz sâkinlerinden, merhum Gümüşhâneli Nûri AĞA torunu, merhum Sâlih ŞÂHİN Usta eşi, Hâlit, Hamza, Kadir Beylerle Hâlide Hanımın anneleri; merhum babamla da teyze çocukları olan, bilhassâ Gümüşhâneliler âilesinin saygıdeğer son değerlerinden, önde gelen sîmâlarından diyebileceğimiz Mücevher ŞÂHİN (95) hanım teyze büyüğümüz vefât etti.
ŞARKİYE, KEMER KÖPRÜ, BÜLBÜL DERE
Cenâzesi, Bülbül Deresi kenarındaki evinin önünde yapılan helâlleştirmenin ardından Orta Câmi'ye götürüldü. İkindi sonrası kılınan namazın ardından da Şâhincili Şehir Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Mahallenin asırlık çınarlarından, hoşsohbet, sevilen-sayılan bir insan, iyi bir komşu olan ve de kalabalık bir cemaatle berâber güzel şâhitliklerle uğurlanan merhûme Mücevher Teyzemize,
Yüce Rabbimiz'den engin rahmetler niyâz ediyor, çocukları ve diğer yakınlarıyla sevenlerine de sabr-ı cemîller diliyoruz wes'selâm...
SILA-İ RAHMİN TEZÂHÜRLERİ
Evet babacığım; Biliyoruz ki Mücevher teyze ile siz bir âile çocukları gibi büyüdünüz. Cenâzede de konuşuldu. Mahpeyker Abla anlattı. Kızı Hâlşde hanım söz etti. Eski günlerden, sonraki hayât boyu ilgilerden, akrabâlar arası görüşmelerden. Senin sıla-i rahm gereği yakın davranmalardın falan.
OSB CÂMİİ ve ONUR ŞÂHİN'İN SÖZLERİ
Hısımları Onur ŞÂHİN de oradaydı. Sizin OSB CÂMİ DERNİĞİ'nin sekreteri. Sen de başkan yardımcısıymışsın. Senin câmiye katkılarından falan söz etti. Bu taraf ayrı bir konu. Merhûmenin çocukları, diğer yakınları da benzer iyiliklerinden falan bahsettiler, ALLÂH CC RÂZI OLSUN dediler. Ayrıntıları başka bir yazıda konu ederiz inşâllâh.
AMSTERDAM'DAN TEŞEKKÜRLER
Şimdi, Kestâne köylülerden mîmâr mühendis olan çocuklarının Hollanda'ya dönünce bize attıkları mesaja geçiyorum, senin de hoşuna gideceğini biliyorum sevgili babacığım; işte şöyle:
İNŞÂLLÂH ÇOCUKLARINIZLA DA TANIŞIRIZ
[19/12 16:18] +31 6 43132532: Nuri Bey,
"Nasılsınız? Babam için dualarınıza ve o akşamki güzel sohbetinize gönülden teşekkür ederim. Maalesef Ordu’dan ayrılmadan önce sizinle tekrar görüşme ve kızınızla tanışma fırsatımız olmadı. Ancak, Amsterdam’a yolunuz düşerse sizi her zaman bekleriz.
BURDA TALEBELERİNİZ VAR
Tesadüfe bakın ki, Hollanda’nın Uden şehrinde yaptığım caminin başkanı sizin öğrencinizmiş. İsmi İbrahim Bayraktar. Ablası da Sema, Alkoçlar’ın geliniymiş. Cumartesi günü cami projesinin Avrupa başkanları ve üyeleri için bir sunum var; bu nedenle aramıştı. Size selamı var.
Bir sonraki gelişimizde görüşmek dileğiyle. Selamlar... Arzu ŞENEL
TEVÂFUK'TAN TAHAKKUK'A İNŞÂLLÂH
[19/12 20:40] Nuri Kahraman: İlginize çok teşekkür ederim. Sizlerle tanışmanın bahtiyârlığı ile berâber inşâllah âilece tanışmanın da tahakkuk etmesi ve de bundan böyle haberleşmek, insanlarımız, milletimiz ve ülkemiz için hayırlı olacak işlerde yardımlaşmak temennîsiyle başta yakınlarınız ve öğrencilerimiz olmak üzere cümleye sevgiler-saygılar, hayırlı cumâlar wes'selâm...
ÂH BABACIĞIM; NE ÇOK SEVİNİRDİN!
İşte böyle sevgili babacığım. Bu arada Sûriye'deki fetihten sonra çok güzel gelişmeler, coşkulu cumâlar var. Hey gidi, bu gelişmeler senin ne çok hoşuna giderdi. Bu tür şeyler seni çok gururlandırırdı. İnşâllâh sizlere de mâlumdur, ve aynı duyguları yaşıyorsunuzdur.
GAZZE ve SİNCAN'DAN, HERYERE
Sözü bitirirken, ÇOK ŞÜKÜR BU GÜNLERE diyor, GAZZE ve DOĞU TÜRKİSTAN başta olmak üzere tüm diğer mazlumların da bir an önce kurtuluşlarını lûtfetmesi niyâzıyla Rabbimize yalvarıyor, cümleye Ordu'dan sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...