Malum son yıllarda sabah namazı buluşmaları oldukça yaygınlaştı. Diyanet bir yandan, sağduyulu sivil toplum kuruluşları bir yandan her hafta bulundukları şehrin değişik bir câmiinde cuma ya da hafta sonu günleri sabah namazı buluşmaları tertip edip namaz, niyaz, tesbîhât ve sohbetin ardından çay ve çorbalarla manevi neşve ve içtimaı muhabbeti pekiştirmeye, birlik-beraberlik hislerini ziyadeleştirmeye, dolayısıyla Hakk'ın rızasını celbe çalışıyorlar. Mevlâ cümlemizi, cümlesini muvaffak eylesin. Âmin...
AKYAZI UHUD; GELECEK BİR UMUT...
Bu vadide, Ordu'da AKYAZI UHUD' da olduğu gibi Konya da Pazar günü KAPU CÂMİİ sabah namazı buluşmasıyla 2023'e kapılarını açtı. Hayırlı olsun. Rabbimiz buralarda ve dünyanın her yanında aşikâre ya da hafi olarak dillendirilen rızasına uygun tüm güzel dilek ve duaları kabul eyleyip hayırlı muratlarımızı bizlere müyesser kılsın. Milletimiz, Ümmet-i Muhammed ve tüm insanlığı küresel zalimlerin, her yerde mevcut kötü niyetli mahlukların tasallut ve tahakkümünden kurtarıp İslâm ve onun gerçek tatbikine hidayet buyursun. Âmin...
FATSA'DAN BİR AÇIK SÖZ!
Fatsa'dan Vehbi AÇIKSÖZ Hocamızın ifadesiyle; bu manada bizi yılın başı veya sonu değil, Yüce Rabbimizin;
فَلَوْلَا إِذَا بَلَغَتِ الْحُلْقُومَ
"Can boğaza
Dayandığı zaman";(Vakıa-53/86) ayetiyle tavsif ettiği yolun sonu ilgilendiriyor. Bu sebeple tam da burada diyoruz ki,
2023 umduklarımızı bulduğumuz, korktuklarımızdan emin olduğumuz bir yıl olsun inşallah. Âmin...
ÇARŞAMBA ORDU; PERŞEMBE AKSARAY...
Biz 2022'nin son cumasını perşembe sabahı ulaştığımız Konya'da kıldık. Cumartesi günü de torunum Nilüfer Hanım'ın İzcilik Programı bağlamında Mevlânâ Külliyesi yakınındaki İRFANDER'e gittik. Çok güzel, çok fonksiyonlu, pırıl pırıl bir bina. Aileler akın akın çocuklarını getiriyorlar. Torunu içeri verirken sınıfı uzaktan da olsa gördük. Ümit çiçekleri cıvıl cıvıl.
Biz çocuğu burada bıraktıktan sonra 3 saatlik süreyi ziyaretlerle değerlendirmek üzere oradan ayrıldık.
İRFANDER'DEN DOSTELİ'YE...
İlk durağımız gelirken tevafuka levhasını gördüğümüz DOST ELİ Derneği oldu.
GEZ DÜNYÂYI GÖR KONYAYI derler ya; Konya ayrıca başlı başına bir dünya gerçekten.
Bugün, DOSTELİ Derneğine gidip daha önce Necati DİZDAR Bey'in verdiği telefonla ulaştığımız Mevlut YILDIRIM Hocayla tanıştıktan sonra bunu rahatlıkla söylüyoruz. Birer çaydan sonra binayı gezdik.
DÜNYÂYA AÇILAN BİR PENCERE...
Burası hakikaten başlı başına bir dünya.
Nitekim orada bir dünya haritası var; yakınlaşıp İncelerseniz kimi ülkeler üzerinde belirleyici noktalar görürsünüz. Oralarda hep faaliyetleri var. Dünyanın her yerine gitmişler. Dergilerinde anlatıldığı ve isimleri verildiği kadarıyla en az 50 ülkede faaliyetleri mevcut.
İLK ŞEHÂDET, İLK CÂMİLER!
İlk gittiklerinde Müslümanlarının Kelime-i Şehadeti bilmediği Moğolistan'a İlk câmiyi onlar yaptırmışlar. Açılışını da o dönem başbakan olan Recep Tayyip ERDOĞAN yapmış. 2. Câmiin açılışı da dönemin Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'e nasip olmuş. Şimdi 3. Camiyi de yapmışlar.
HER MAHALLE; KAPI KAPI...
Gerçekten, milletimiz adına dünya çapında büyük işlere imza atmışlar. Burada anlatamam. Köşe yazısı da az gelir.
Başta Konya'da yaptıkları da harika şeyler; çok çalışıyorlar. 768 mahallenin hepsiyle tek tek ilgililer. Burada fakirlik yok diyor. Defalarca sordum; çok emin. Mültecilere beraber faaliyetlerinin hem imkân hem de bereket bakımından daha da geliştiğini ifade ediyorlar.
BURKİNO FASOLU GERÇEK HİKÂYELER...
Orada İlk dikkatimizi çeken, Burkina Fasolu bir halk büyüğüne ait fotoğraf ve bu bağlamda Afrika hikayeleri hiç bitecek cinsten değil. Kısaca, bizzat dinlemek lâzım demekle yetinelim. Çünkü buraya sığmaz.
Haritanın altında camekan içinde hizmet götürdükleri yerlerin hâtıraları meyanında eşyalara var.
TEK KELİMEYLE MÜKEMMEL!
Bugün gezdiğimiz bu Merkez bina bile yardım marketleri, elbise reyonları vs. ile başlı başına bir DÜNYÂ...Anlatmakla bitmez.
Tek kelimeyle ifade etmek gerekirse; tüm Dünyaya Örnek başlıca bir dünya burası.
Necati DİZDAR arkadaşımıza bu buluşmaya wesîle olduğu için çok teşekkürler. Allah CC razı olsun...
HEM MADDEN HEM DE MÂNEN DOST ELİ...
Kızım da ilk selâmlamadan sonra bayan yetkili ve ilgililerle tanışıp görüştü. Psikiyatr olduğu için zaman zaman ihtiyaçları olabileceklerini ifade ettiler. Telefonlaşmışlar. Malum, çeşitli türde bağımlılık ve psikolojik rahatsızlıklar çok yaygın. Elbette yardım dernekleri bunlarla 1. dereceden ilgileniyorlar.
Her neyse, hediye ettikleri broşür, dergi ve kitaplarından bir poşetle oradan ayrıldık.
HÂMÛŞÂN KAPISI'NDAN MEVLÂNÂ'YA...
Hemen yakındaki Mevlânâ türbesine geçerken girişteki kaldırımda yer alan kabrin önünde durduk.
ORDULU NÛRÎ olarak
KONYALI ŞEM'Î'yi de ziyaret etmiş olduk.
ŞEM'Î çok meşhur, menkıbevi bir hayatı olan çok müstesna irfanı, edebî, tasavvufî yönü bulunan şair bir şahsiyet. Daha nice özellikleri var ama biz hangi birini yazalım? Google TDV Ansiklopedisinde ayrıntı var. Biz şu kadarını söyleyelim ki, mezarı Mevlânâ HÂMÛŞÂN KAPISI önünde yer alıyor. Defalarca teşebbüse rağmen kaldırılamadığı ifade ediliyor.
HILÂF YOK; HİKÂYE ÇOK!
Kültür ve irfan anlamında da çok zengin ve renkli bir hayat hikayesi var. Öyle olmasaydı böyle burada kalmazdı zaten. Bizler de onlarla şeref duyan ve onlara lâyık olmaya çalışan bir vatan evladıyız inşallah. Rabbimiz aziz milletimizi cümle değerleri ve evlatlarıyla beraber Âşıkı oldukları Efendimiz SAV e komşu eylesin; Âmin...
NEZÂHET, NEZÂKET; ARAP AŞI...
Mevlânâ ziyaretinin ardından çocuğu almak üzere İRFANDER YAŞAM MERKEZİ'ne döndük. Burada Dr. Sevdenur kızım ve bu yıl okula başlayan Nilüfer torunla beraber tüm misafirlere ikram edilen ARAP AŞI ve tatlı yedik. Çay içtik. Burada da tatlı dil, güler yüz, çevre ve giyim-kuşam nezaheti, davranış nezâketi ve tebessüm ön plânda.
Bu bina da DOST ELİ'ne yakın bir yerde ve apayrı, oylumlu, çok fonksiyonlu bir bina. Sizin anlayacağınız burası da başlı başına bir dünya.
BİR KONYA, BİR ÇOK DÜNYÂ!
Mevlut YILDIRIM Hoca fakirlik konusunda emin konuşurken, bizim gibi daha nice yardım kuruluşları var; hepsi de harıl harıl çalışıyorlar demişti. Burası da onlardan biri. Dönüşte İDDEF diye bir kuruluşun levhasına da denk gelmiştik meselâ. Rabbimiz eksikliğini göstermesin. Sayılarını çoğaltsın... Âmin...
Sevgili dostlar; burada yardım edenlerin tutumu da ok farklı. Örnek olsunlar, siz de biraz hayret edin diye onları da kapsayan bir başka yazı daha kaleme alırız inşallah.
SÖZÜN SONU, ASRIN BAŞI...
Bu yüzyıl TÜRKİYE YÜZYILI malum. Bu gayretleri gördükten sonra buna ayrıca bir inandık. Kanaatimiz daha bir pekişti.
Tam bu noktada sözü bağlarken, zaman mefhumu bağlamında her zaman güncel olan Asır Sûresi mealini nazara getiriyoruz. Bakınız sûre, Müslüman olarak bizim zamana bakış açımızın olması gerektiği şekli nasıl ifade ediyor görelim:
"Andolsun zamana ki,
insan gerçekten ziyan içindedir.
Ancak, iman edip de Salih ameller işleyenler,
Birbirlerine hakkı tavsiye edenler,
Birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka
(Onlar ziyanda değillerdir)"
GÂYESİZ HAYAT, SERMÂYESİZ MEMAT!
Son tahlilde Rabbimiz bizleri Asr Suresi’nin çizdiği çerçeve ve bildirdiği prensipler üzere yaşayıp netîce itibariyle ziyana uğramayan, sevdikleriyle beraber Efendimiz SAV in komşuluğunda buluşanlardan eylesin değerli dostlar. Şunu da söylemeden geçmeyelim ki, gaye ve de netice bu olmayınca yılların da yolların da ne anlamı kalır, değil mi? Allah CC korusun aman sevgili dostlar wes'selâm?!...