Kadınlarda rahim ağzı, rahim ve yumurtalık gibi üreme organı kanserlerinin görülme sıklığı günümüzde değişen yaşam koşulları ile birlikte daha da artıyor. Genetik yatkınlık, HPV virüsü, erken adet ya da geç menopoz, rahim içi zarı kalınlaşması, çocuk doğurmamış olmak, kısırlık ve sigara kullanımı gibi nedenler bu kanserlere yakalanma riskini artırıyor. En önemli sebebi HPV virüsü olan rahim ağzı kanseri, kadınlarda sık görülen jinekolojik kanserlerin başında geliyor. Bu listede ikinci sırada rahim kanseri yer alırken, hayati risk bakımından tehlikeli bir tür olan yumurtalık kanseri ise üçüncü sırada bulunuyor. HPV aşısı, tek eşlilik, çocuk doğurmak, erken adet ya da geç menopozun takip edilerek kontrol atına alınması kadın kanserlerinde riski en aza indirebiliyor. Tüm kanser türlerinde olduğu gibi kadınlarda görülen üreme organ kanserlerinde de erken teşhis tedavide başarı oranını artırıyor. Memorial Hizmet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Nevin Altuncu Numanoğlu, kadın üreme organ kanserlerinin nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

HPV aşısı ile rahim ağzı kanserinden korunun

Dünyada her yıl yaklaşık 500 bin ülkemizde ise 1800 kadına rahim ağzı kanseri teşhisi konulmaktadır. 45-50 yaşlarındaki kadınlarda sık görülen rahim ağzı kanseri günümüzde genç yaşlarda da görülebilmektedir. En önemli sebebi HPV virüsü olan rahim ağzı kanserinin başlıca nedenleri şunlardır;  

  • HPV aşısının yaptırılmaması
  • Kötü hijyen
  • Çok eşlilik
  • Sigara

Rahim koruyucu cerrahi konfor sağlıyor

Rahim ağzı kanserinin en önemli belirtileri ise kanlı kokulu akıntı, cinsel ilişki sonrasında oluşan kanamalardır. Rahim ağzı kanseri oluşmadan önce HPV virüsü CIN1, CIN2 ve CIN3 basamaklarından geçmekte ve sürecin sonunda kansere dönüşüm olmaktadır. Kanserin oluşmasının engellenmesi için her iki cinsiyetin de cinsel birliktelik dönemi başlamadan önce mutlaka HPV aşısının yaptırması gerekir. Kanser riskini en aza düşürmek için 35 yaşına kadar da bu aşı yaptırılabilir. Rahim ağzı kanserinin henüz oluşmadan önceki dönemlerde saptanıp tedavi edilmesi de yaşamsal öneme sahiptir. Bunun için yaşa göre belirlenmiş olan aralıklarda tek başına ya da HPV testi ile birlikte yapılan smear taramaları hastalığın erkenden teşhis edilmesinde son derece önemlidir. Teşhis konulduktan sonra tedavi için cerrahi ya da radyoterapi (ışın tedavisi) kullanılmaktadır. Kemoterapi de cerrahi ya da ışın tedavisi ile beraber yapılabilmektedir. Cerrahi tedavi genellikle erken evre ve daha genç hastalardaki hastalar için tercih edilmektedir. Erken evre rahim ağzı kanserlerinde tedavi başarı şansı oldukça yüksektir. O nedenle erken evrede bulunan ve çocuk isteği olan hastalarda rahimi koruyan ameliyat alternatifleri oluşturulmuş ve başarıyla kullanım alanına girmiştir.

Rahim kanserinde erken teşhis sonrası uygun tedavi ile anne almak mümkün

Kadınlarda üreme organı kanserleri içinde ikinci sırada olan rahim kanser, 50 yaş üzerinde daha sık görülmektedir.  Rahim kanserinin bazı nedenleri şöyle sıralanmaktadır:

  • Rahim iç zarı kalınlaşmaları
  • Ailevi kalın bağırsak kanserleri
  • Menopozda hormon kullanımı
  • Bazı ilaçlar
  • Hiç doğurmamış olmak
  • Geç menopoz
  • Diyabet

Rahim kanserinin en önemli belirtisi vajinal kanamadır. Rahim kanserinin büyük çoğunluğu erken evrede teşhis edildiği için çoğunlukla tedavi edilebilmektedir. Bu nedenle rahim kanseri diğer kanser türlerine göre iyi huylu kanser olarak da adlandırılmaktadır. Hastalığın tedavisi cerrahidir. Cerrahide rahim ve yumurtalıklar, belli durumlarda bölgesel ve/veya paraaortik lenf bezeleri ve omentum çıkarılmakta ve patoloji sonucuna göre gerektiğinde ilave radyoterapi (ışın tedavisi) ve/veya kemoterapi verilmektedir. Çocuk isteği olan genç hastalarda koruyucu tedaviler uygulanabilmektedir. Bu hastalarda yüksek dozlu hormonal ilaçlar 3-6 ay kullanıldıktan sonra alınan yanıta göre çocuk sahibi olmasına izin verilebilmektedir.

Birden fazla doğum ve emzirme yumurtalık kanseri riskini azaltıyor

Kadın kanserleri içinde hayati riske en çok neden olan hastalıkların başında yumurtalık kanseri gelmektedir. Yumurtalık kanserinin en önemli nedenleri şunlardır;

  • Genetik yatkınlık
  • 40 yaşın üstünde olmak
  • Erken adet başlangıcı
  • Geç menopoz
  • Hiç çocuk doğurmamış olmak
  • Kısırlık

Birden fazla doğum yapılması, doğum kontrol hapı kullanılması, tüplerin bağlatılması, rahmin alınması ve emzirme yumurtalık kanseri riskini aza indirmektedir. Kalıtsal olan hastalıklar genellikle BRCA1 ve BRCA 2 denilen genlerle ilişkilidir. Birinci derece akrabasında yumurtalık yani over kanseri olan kadında kanser gelişme riski %5’lere kadar çıkmaktadır.  Onun dışında Lynch II (Non Polipozis Kolorektal Kanser Sendromu) hastalığında da gen bozukluğu söz konusudur ve kanser riski yaklaşık 3 kat artmıştır. Riskli olduğu bilinen ve çocuk isteği olan kadınlarda 35 yaşından sonra çocuk istekleri tamamlandıktan sonra koruyucu bir uygulama olarak tüp ve yumurtalıkların çıkarılması ameliyatı önerilebilmektedir.

Tedavi sonrası kontrollerinizi aksatmayın

Hastaların takibinde 6 ayda bir Ca 125 denilen kan testi ve ultrasonografi ile izlem büyük öneme sahiptir. Yumurtalık kanserinin tedavisi esas olarak yapılacak ameliyatla tüm tümörlü dokuların, (rahim ve yumurtalıklar dahil olmak üzere) lenf bezleri, ve omentumun (karın içi koruyucu yağ katmanı) çıkarılması şeklinde olmaktadır. Ameliyat sonrasında genellikle yaklaşık 6 ay süreli kemoterapi ile tedavi sürdürülmeli ve izlem yaşam boyu devam ettirilmelidir. Erken evre kanserler ve borderline (ara tip) olanlarda organ koruyucu yaklaşımlar eğer çocuk isteği varsa uygulanabilmektedir. Haber Merkezi