Kalp ve damar hastalıklarının günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin başta gelen ölüm ve iş görmezlik nedenlerinden geliyor.
Birçok Avrupa ülkesinde ise orta ve ileri yaş grubunda en önemli ölüm nedeni, Avrupa’da Kalp – Damar Hastalıkları nedeniyle ölümlerin % 30’unun 65 yaş altındaki kişilerden oluşuyor, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre ise kan basıncı, obezite, kolesterol ve sigara içiminin kontrolü ile sıklığının yarıya indirilebileceğini, bu anlamda da koruyucu hekimliğin kalp ve damar hastalıklarından dolayı oluşan ölümlerin azaltılmasında önemli role sahip olunacağı ifade ediliyor.
“Kalp – Damar tıkanıklığı 20’li yaşlara kadar düştü”
Günümüzde teknolojinin hızla ilerlemesinin getirdiği değişimler nedeniyle toplumun gün geçtikçe farklılaşan bir yaşam tarzı sürdürüyor. Modern yaşamın getirdiği olanaklar nedeniyle insanların daha az hareket eder hale geldi. Beslenmenin daha çok hayvansal kaynaklı gıdalara dayanması, sebze ve meyvenin yeterince tüketilmemesi, aşırı yağlı, soslu, yüksek enerjili gıdalar tüketilmesi, fiziksel aktivite eksikliği ile birleştiğinde kalp damar hastalıklarına yakalanma riski arttı. Son yıllarda yirmili otuzlu yaşlarda da kalp damar tıkanıklıklarına günlük pratiğimizde daha sık rastlamaktayız. Bunun en önemli nedeni sigara alışkanlığıdır. Buna ek olarak fiziksel aktivitedeki azalma, kilo artışı, beslenmeye yeterince dikkat edilmemesi ve stres de katkıda bulunan faktörler olabilir. Toplumun giderek yerleşen batı tipi diyet ve fastfood alışkanlığı ile mücadele etmek bu hedeflere ulaşmak için gereklidir.
“Okullarda en az 1 saat beden eğitimi dersi yapılmalı”
Şeker hastalığı sıklığındaki korkutucu artıştan sorumlu olan şişmanlığı önlemek için hareket etmeye özen gösterilmesi gerekiyor. Haftanın beş günü günde en az 30 dakika süre ile yapılacak yürüyüş, koşu, jogging, step, yüzme gibi yarışmalı olmayan aerobik spor ve aktiviteler, kalp kasının oksijenlenmesini artırmasının yanı sıra kişinin ideal kilosuna ulaşmasına, kolesterol düzeyinin düşmesine, kan basıncının kontrol altına alınmasına yardımcı olur. Bu durum ayrıca kişinin stres düzeyini de azaltır…
“Şişmanlık ile mücadelede medyaya da görevler düşüyor”
Çikolata, gofret, bisküvi gibi atıştırma ürünlerinin televizyondaki reklamlarına sınır getirilmesi gerekiyor. Abdominal obezitenin yani yağın göbek çevresinde toplanması, genel obeziteden daha zararlı olduğu kavramı halka ve hekimlere benimsetilmelidir. Bel çevresinin ölçülmesi, hekimlerimizin kan basıncı gibi yaptığı rutin ölçümlerden biri olmalıdır.
“Sigaranın bırakılması kalbi koruyor”
Düzenli olarak sigara içenlerin % 50’sinin sigara içimi ile ilişkili nedenlerden kaybediliyor. Verilere göre sigara kullananların yaklaşık 20 yıl daha az yaşıyor. Sigaranın bırakılması ile kalp damar hastalıkları riskinin azaldığı kanıtlanmıştır. Sigaranın bırakılması sonrası kalp damar hastalıkları riski 10 yıl içinde azalarak hiç içmeyenler seviyesine inmektedir. Kalp krizi geçirenlerde sigaranın bırakılması ile krizin tekrarlama riski yarı yarıya azalmaktadır.
Kalp Damar Hastalıkları Olan veya Yüksek Risk Grubuna Dahil Edilen Bireylerde Tedavinin Ana Hedefleri Şu Şekilde Özetlenebilir;
Sigara dumanından uzak durunuz
- Sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanılmalı
- Her gün düzenli spor yapılmalı
- Kilo almamaya dikkat edilmeli, ideal kilo korunmalı
- Kan basıncının yükselmemesine özen gösterilmeli
- Fazla tuzdan uzak durulmalı
- Kötü huylu kolesterol yüksekliğine dikkat edilmeli
- Kan şekeri kontrolü sağlanmalı
- Günde ortalama 7 saat uyumaya dikkat edilmeli
- Stresli yaşamdan uzak durulup, iyimser olmaya gayret edilmeli
- Fazla alkol tüketiminden kaçınılmalı
- Mümkün olduğunca kirli havanın olduğu yerlerden uzak durulmalı…