Kalabalık Yalnızlık

Abone Ol

Türk Dil Kurumu yılın kelimesini ‘Kalabalık Yalnızlık’ açıklamış. İtiraf edeyim, duyunca gülümsedim. Belli ki bunu bizim Fidangör’de bir bankta oturup etrafı izlerken bulmuşlar. Ya da Sırrı Paşa Caddesi’nde bir yandan yürüyüp bir yandan o garip sessizliği hissetmişler. Çünkü bu kelime, bizi bay baya anlatıyor.

Düşünsenize, İsmetpaşa Caddesi’nde yürüyorsunuz. İnsan kaynıyor. Sağlı sollu dükkanlardan giren çıkanlar, elinde poşetlerle bir yerlere yetişmeye çalışanlar…

Ama dikkat edin, kimse kimseye bakmıyor. Arada çarpışan omuzlar var, ama bir “kusura bakma” yok. Herkes, kendi yalnızlığının koşuşturmasında.

Fidangör mü?

 Kalabalığın merkezi. Kafeler tıklım tıklım, herkes birileriyle buluşuyor. Ama masadaki herkesin gözü telefonda. Yan yana oturuyoruz, ama aslında kimse kimseyle değil. Sanki sessizlik bile konuşmaktan daha samimi geliyor.

Peki bu sadece Ordu’da mı böyle?

Hayır, her yerde aynı. İnsan kaynıyor, ama hepimiz yalnızız.

Sosyal medya deseniz, kalabalık yalnızlığın mabedi. Fotoğraf paylaşıyoruz, altına “harika bir gün” yazıyoruz.

 Ama gerçekten harika mı?

Muhtemelen fotoğrafı çekip paylaşan biz, o an orada olmaktan sıkılıyoruz.

Eskiden yalnızlık daha insancıldı. Bir köyün tenha bir yolu ya da yayladaki sessizlik yalnızlığa yakışırdı. Şimdi apartmanlarda komşularımızın isimlerini bile bilmiyoruz. Aynı binada yaşıyoruz, ama birbirimize kapı kadar uzağız.

Selam yok, gülümseme yok…

 Ama tabii, sosyal medyada yalnızlığı bile paylaşabiliyoruz. “Yalnız hissedenler beğensin” diye yazıyor biri, altında binlerce beğeni. Yalnızlık bile kalabalık artık.

Peki, bu noktaya nasıl geldik?

Belki korkudan. Kalabalıkta kaybolmaktan korkuyoruz, ama yalnız kalmaktan da. Telefon ekranlarının arkasına saklanıyoruz, sahte kalabalıklarla kendimizi avutuyoruz. Gerçekten birine dokunmak, bir gülümsemeyle karşılık almak…

Bunları unuttuk.

Ama belki çözüm çok basit. Fidangör’de otururken telefonu bırakıp karşı masadakine bir “merhaba” demek. Sırrı Paşa’da yürürken yanınızdan geçen birine selam vermek. Kim bilir, belki o zaman bu kalabalık yalnızlık dediğimiz şey, gerçekten biraz dağılır…

Çünkü bu kadar insanla bu kadar yalnız olmak… İşte bu, insanın kendine yaptığı en büyük kötülük.