Genetik faktörün yanı sıra yaşam şeklinin, beslenme alışkanlıklarının, yaşlanma sürecinin ve göz çevresi bakımının gözaltı görünümünü belirleyen başlıca etmenler vardır.

Bazı vitamin ve mineral eksikleri, uyku problemleri, yorgunluk, dengesiz beslenme, karaciğer, böbrek ve tiroid hastalıkları, az su tüketimi, yoğun alkol ve kafein tüketimi, sigara kullanımı gözaltındaki koyu halkalara yol açabilir. Yaşlanma ile birlikte deri altı yağ dokusunda ve deri elastikiyetinde azalma, damarların yüzeysel seyretmesine bağlı ortaya çıkan mavimsi renk ve yağ dokusunun fıtıklaşmasına bağlı torbalanmalar, kemik yapısında ve bağlarda ortaya çıkan değişiklikler sonucu görülen çukurlaşmalar gözaltında koyuluğa neden olabilir. Deriye rengini veren melanin adı verilen maddenin artmasını uyaran durumlar; güneş ışınları, atopik egzama, gebelik ve hormonal değişiklikler, alerjenler ve irritanlar da gözaltı koyulaşmasının diğer nedenlerindendir.

GÜNEŞ IŞINLARINDAN KORUMAYI UNUTMAYIN…

Soğuk kompresyon ve patates, salatalık, yeşil çay gibi bazı bitkisel kürlerin kısmi olarak gözaltı morluğunun iyileşmesinde fayda sağlayabilir. Göz çevresinde kan dolaşımını hızlandıracak masajlar ile K ve C vitamini içeren kremlerden faydalanabiliriz. Bu uygulamalardan yeterince fayda görmeyen kişiler altta yatan hastalıklar, vitamin ve mineral eksiklikleri açısından değerlendirilebilir ve göz çevresi peelingleri, mezoterapi uygulamaları, gözaltı ışık dolgusu ve lazer yöntemleri ile desteklenebilir. Öte yandan dengeli ve sağlıklı beslenme, mevsimine uygun taze sebze ve meyve tüketimi, yeterli süre uyumak, bol su tüketimi, alkol ve sigara kullanmamak, aşırı kahve tüketiminden kaçınmak gerekir. Güneş ışınlarından korunulmalı, göz çevresine uygun, irritan maddeler içermeyen ürünler tercih edilmelidir.