EY’ın (Ernst & Young) 16 ülkeden 16 binden fazla çalışanın görüşünü alarak hazırladığı araştırmaya göre; çalışanların %54’ü pandemi sonrası çalışma düzeninde esneklik sağlanmamasını işten ayrılma nedeni olarak görüyor.
Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi EY, 16 ülkede 23 farklı sektörde görevler üstlenen 16 binden fazla çalışanın anket yoluyla görüşünü alarak hazırladığı 2021 Global Çalışan Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Çalışanların pandemi dönemindeki deneyimleri ve pandemi sonrası yeni normalde çalışma düzenine ilişkin beklentilerini yansıtan araştırma, çalışanlar için esnek çalışma modellerinin önem kazandığına işaret ediyor. Farklı seviyelerde görev alan 21 - 65 yaş grubu ile 65 yaş üstü çalışanları kapsayan araştırma, bu alanda dünya genelinde yapılan en geniş kapsamlı çalışmalardan biri olma özelliği taşıyor. Anket katılımcılarının yarısından fazlasını Y kuşağı oluşturuyor.
Ankete katılan çalışanların yarısından fazlası (%54) pandemi sonrası çalışma modelinde nerede ve ne zaman çalışacaklarına ilişkin bazı esneklikler sağlanmaması halinde işten ayrılmayı değerlendireceklerini belirtiyor.
Çalışan haftada 2-3 gün uzaktan çalışmak istiyor
Araştırma sonuçlarına göre; her 10 çalışandan 9’u nerede ve ne zaman çalışacaklarında ilişkin esneklik sağlanmasını istiyor. Seçme hakkı sunulması halinde çalışanların %54’ü ne zaman çalışacaklarına ilişkin esnekliği tercih edeceğini ifade ediyor. %40’ı ise nerede çalışacağına dair esneklik sağlanmasını istiyor. Araştırma; çalışanların pandemi sonrasında ortalama olarak 2-3 gün uzaktan çalışmak istediklerine işaret ediyor. Çalışanların %22’si ülkelerinde pandemi kısıtlamaları kaldırıldığında tam zamanlı olarak ofisten çalışmak istediğini ifade ederken, %33’ü haftalık çalışma saatlerinin kısaltılmasını istiyor. Çalışanların %67’si üretkenliğin lokasyondan bağımsız olarak doğru şekilde ölçülebileceğini düşünüyor.
Y kuşağının iş değiştirme eğilimi yüksek
Araştırma sonuçlarına göre; iş değiştirmelerin görülme ihtimali en yüksek meslekler teknoloji ve finans alanlarındaki yönetim ve liderlik rolleri ile hasta bakıcılık. Mevcut işlerinde kalma ihtimalleri en yüksek olanlar ise 1946-1964 arasında doğan ‘Baby Boomers’ kuşağı, aynı işte 10 yıldan fazla süredir çalışanlar ile kamu ve eğitim sektörü çalışanlarından oluşuyor. Bununla birlikte araştırma işten ayrılmaya yönelik tercihlerin yaş gruplarına göre değişiklik gösterdiğini ortaya koyuyor. Y kuşağının işten ayrılma ihtimalinin Baby Boomers kuşağına göre iki kat fazla olduğu belirtiliyor. Öte yandan daha esnek çalışma modellerine geçmek üzere iş değiştirmeye yönelik eğilimdeki artışa rağmen, araştırma katılımcılarının %76’sı mevcut işinden memnun olduğunu belirtiyor. %96’sı da gelecek 12 aylık dönemde mevcut işinde devam etmeyi planladığını söylüyor.
Çalışanların mevcut ekonomik ortamda iş değiştirmeye yönelik istekli olmaları ezber bozan bir trend olarak karşımıza çıkıyor. Covid-19 pandemisi, esnekliğin hem çalışanlar hem de işverenler için faydalı olabileceğini gösterdi. Esnek çalışmanın yeni yetenek kazanımı ve mevcut yeteneklerin muhafaza edilmesinde en önemli faktör haline geldiğini gözlemliyoruz. Yeteneği şu an ve yeni normalde muhafaza etmek isteyen işverenlerin esnek çalışma düzenini yetenek stratejilerinin merkezine yerleştirmeleri gerekiyor.
Araştırma aynı zamanda çalışanların pandemi dönemindeki uzaktan çalışma deneyimleri ile ilgili bulgular da içeriyor. Çalışanların yaklaşık yarısı (%48) kurum kültürünün pandemi döneminde gelişme kaydettiğini ifade ediyor. Bununla birlikte çalışanların %61’i şirketlerinin ofisten çalışma için aşıyı ön koşul haline getirmesini istiyor.
Araştırmada, esnek çalışmanın yaygınlaşması ile hem ev hem de ofiste teknolojiye olan talepte artış görüldüğünü vurgulanıyor. Çalışanların %64’ü ofiste kullanılan teknolojinin iyileştirilmesini, %48’i evde kullanılan ekipmanların yenilenmesini ve %47’si de evde kullanılan internet ve telefon için fatura giderlerine destek talep ediyor.