Ekonomi büyümüş, refah artmış. Duyda inanma…
Bugün markete gittiğimizde sepete koyduğumuz ürünler aynı ama fiyatı her geçen gün artarken; yediğimiz, giydiğimiz, kullandığımız her şeye zam gelirken ekonomik olarak nasıl büyüdük anlamamakla beraber hayırlı olsun diyorum.
Türkiye İstatistik Kurumu açıkladı ; yılın üçüncü çeyreğine (temmuz-eylül) ilişkin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) verilerini .Buna göre, GSYH tahmini, zincirlenmiş hacim endeksi olarak, bu yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 11,1 arttı. Yani Türkiye ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 11 büyüdü. Herkes bunu konuşuyor. Çünkü, hayat pahalılığı bu kadar artarken yüzde 11.1'lik büyüme kafa karıştırıcı. Enflasyon nasıl oluyor da resmen %15’lere koşarken ekonomi % 11 büyüyor? Üstelik büyümenin lokomotifi inşaat sektörü. Yani tüten baca, üreten fabrika, dönen dişli çarklar değil.
Peki bu büyüme kime yaradı? Türkiye İstatistik Kurumu dönem dönem açıkladığı verilerle ülkenin, geride bıraktığı her geçen yıla göre daha iyiye gittiğini söylüyor. Öte yandan holdingler, şirketler yıllık büyüme/küçülme oranlarını açıklamaya başladı. Yılın enleri de açıklandı. En fazla vergi veren, en fazla personel çalıştıran, en fazla ihraç/ithalat yapan firmalarda çıktı ortaya. Tamam, ekonomiye katkısı olan herkesi onurlandıralım. Büyümenin hazzını genelde herkes yaşasın, yüzde 11’ler, yıllık bazda beklenen yüzde 7’ler çoğalsın gitsin. Kime yaradı diye sordum başta. Ülkemize yaradı, dış ticaretteki etkin rolümüze katkısı oldu vs. Büyük şirketlere, holdinglere yaradı. Büyümeye katkısı olanlara iyi reklam oldu, güzel de oldu. Ülkemin büyümesini, kalkınmasını, zenginleşmesini elbette isterim. Ama sokağa indiğinizde her şey hayali bir balon misali patlamaya hazır. İşte bu yüzden Genelin ötesinde öze de bakmak lazım. Özde, yani yerel bazda bakıldığında “Neden ekonomi gelişmiyor?” diye soru geliyor akla. Ama yerel gelişmeden genelin gelişmesi mümkün değil diye de düşünüyorum. Sanki ülke ekonomisi geliştikçe bizim cepler deliniyor hissi var. Ekonomi büyüdükçe cebimizin bereketi kaçıyor. Büyüme haberleri yüzümüzü güldürürken yılbaşıyla birlikte yeni zamların geleceğini de duyduk. Son duyum ise araç muayene ücretlerinin artışı yönünde. Motorine, benzine, doğalgaza hatta gazlı içeceklere dahi belli oranda zam geliyor. En düşük maaşla çalışanın bile maaşından vergi kesilirken içilen gazoza yüzde 10 özel tüketim vergisi uygulamakta. “Kamuoyunda 'torba tasarı' olarak bilinen Bazı Vergi Kanunları ile Kanun Tasarısı'na eklenen bir maddeyle alınan karar sade gazoz ile geçerli değil tabi. Bunun yanında meyveli gazoz, limonata, nektar, alkolsüz bira, enerji içeceği, soğuk çay ve meyveli içeceklerde yer alıyor. Kısaca büyüme rakamlarının gerçek olmasını canı gönülden isteyenlerdeniz. Ama sokak, çarşı pazar yangın yeri. Mazot, doğalgaz, elektrik, su ve soluduğumuz hava bile zamlandı; cebimiz bu tablonun tamamen tersini söylüyor.
Ve akla takılan en önemli ve tek soru; madem böylesine rekorlar kıran bir büyümeye sahibiz de, 2018 yılının acımasız zam ve vergi artışları neden yapıldı?