GÜNDEM

''DİKTATÖR OLSAM İKİNCİ TURA KALIR MIYDI ?''

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Keçiören'de "STK ve Muhtarlar Buluşması" programında konuştu. Erdoğan, "Parlamentoda çoğunluğun 323 milletvekiliyle Cumhur İttifakı’na verilmesi hem güvenin göstergesi hem de irade beyanıdır" dedi.

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmalarından öne çıkanlar:

Buradan caddeleri, sokakları ve haneleriyle Tüm Keçiören’i selamlıyorum. Ankaralı tüm kardeşlerime selam ve sevgilerimi gönderiyorum.

Malum bu kardeşiniz Keçiören’de misafir değil, ev sahibiyiz. Yıllarca Subayevlerinde oturdum sizlerle komşu oldum.

12 sene acısıyla tatlısıyla güzel günler geçirdik. Daha sonra Keçiören ve Keçiören’i komşularımızla bağlarımızı hiç koparmadık. Keçiören’de bizi asla yalnız bırakmadı.

Keçiörenli kardeşlerimiz dualarıyla hep yanımızdaydı. Seçimlerde özellikle hep dik durdu. Eyvallah.

Seçimlerde Keçiörenli kardeşlerimden her zaman o dik duruşu gördüm. Ve bu dik duruşuyla beraber Keçiören’in Pazar gününe aynı dik duruşuyla hazırlandığını görüyorum.

Seçimlerde Keçiörenli kardeşlerimden her zaman o dik duruşu gördüm. Ve bu dik duruşuyla beraber Keçiören’in Pazar gününe aynı dik duruşuyla hazırlandığını görüyorum.

Keçiören pazara hazır mı? Kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Gençler tüm muhataplarınızla el ele yol yürümeye var mısınız? Ben size inanıyorum, sizi seviyorum. Ve inanıyorum ki Pazar günü bay bay Kemal’e gereken dersi vereceksiniz.

Yüzde 52,5 oy oranıyla bize destek veren Keçiörenli kardeşlerime teşekkür ediyorum. Dün Malatya’daydım. Malatya deprem konutları konteynerlerin orada 50 bin kişiye hitap ettik. Biliyorum ki Malatya neyse Keçiören o. Toplantıyı kapalı salonda yapmak zorunda kaldık.

İnanıyorum ki açık havada yapsak 50-60 bin toplardık. Şimdi onu sandıklarda toplayacağız. Oradan Sivas’a geçtim. Sivas bir başkaydı. 100 bin yiğidolar çoştu. Yiğidolar caddelere doldu.

"Yasama organı olarak biz varız"

Ben bu defa diyorum ki inşallah Ankara 1’inci bölgesiyle, 2’inci bölgesiyle sandıklara dolacak. Hesapları alt üst edecek. Siz 53’ü aşan oy oranıyla Cumhur İttifakı diyen Keçiören olarak bay bay Kemal’in bütün hesabını alt üst ettiniz.

Yani şuanda 323 milletvekiliyle Cumhur İttifakı bir zemin oluşturdu. Yasama organı olarak biz varız.

İşte şimdi Keçiören’den tüm Türkiye’ye sesleniyorum. Pazar günü Erdoğan evladınıza sahip çıktığınız anda 323 milletvekiliyle önümüz çok açık. Türkiye Yüzyılı diyoruz ya, işte sizlerle beraber kuracağız.

Milletimiz iktidara giden yolu Kandil’de ve Pensilvanya’da arayanlara kırmızı kart göstermiştir. Bunlar talimatı Kandil’den alıyor. Biz Allah’tan alıyoruz, milletimizden alıyoruz. Farkımız bu. Bu güne kadar böyle geldi.

Gençler ekonomisini Londra’daki tefecilere teslim etmek isteyenlere hadi oradan demiştir. Ne diyor bay bay Kemal Londra’dan 300 milyar dolar getirecekmiş. Ya sen hesap uzmanı olsan ne yazar?

"Aynı kararlılıkla yola devam edeceğiz"

Biz sizin bildiğiniz hesapları unuttuk. Bunlar otellerin lobilerinde sözcüsü ve İyi Partinin malum Merkez Bankası’nda görev yapan kişisiyle IMF’le görüştüler. Biz IMF’le ilişkimizi 2013’te kestik. Ve o zaman Merkez Bankamızın rezervi 27,5 milyar dolardı.

Başbakanlığım döneminde 135 milyar dolara bu rezervi çıkardık. İnşallah yine çıkaracağız. Aynı kararlılıkla yola devam edeceğiz. Bu bay bay Kemal’in ve avaresinin yaptığı oyunlara bakmayın. Bunların hepsi gelip geçicidir. Milletimiz yabancı dergi kapakları üzerinden parmak sallayan güçlere teslim olmayacağını ifade etmiştir.

Meclis’te oluşan bu kadroyu daha da güçlendirerek 28 Mayıs’a taşımamız gerekiyor. Yasama ile yürütmenin uyum içinde çalışması hizmetlerde aksaklık yaşamaması için çok önemli.

İstikrarsızlığın bedelini sadece siyaset kurumu değil tüm Türkiye ödedi. Milletimizin tüm fertleri sıkıntı çekti. Bunları yaşadık mı yaşadık. Tesis ettiğimiz güven iklimiyle biz bunları tersine çevirdik. Yasama, yürütme, yargı arasında güç çekişmesinin yaşanmasına müsaade etmedik.

Ülkemizin siyasi istikrarsızlığa sürüklenmesine engel olduk. Yol vermedik. Bunu aziz milletimizle başardık. Siz bize itimat ettiniz. Bundan sonra bu şekilde yolumuza devam edeceğiz.

"Olmazsa olmaz sandık"

Gençler bütün muhataplarınıza arkadaşlarınıza Pazar günü sandığa gitmesini tavsiye ediyor musunuz?

Önümüzde sayılı günler var. Pazar günü için oy verme dışında hiçbir plan yapmayacağız. Oyumuzu kullanacağız irademizi göstereceğiz. Eşimizin dostumuzun da sandığa gitmesini sağlayacağız. Olmazsa olmaz sandık. Sandıkta da Allah’ın izniyle zafere yürüyeceğiz.

28 Mayıs’ta bizim rakibimiz asla CHP Genel Başkanı değildir. Bizim en büyük rakibimiz rehavettir, nasıl olsa kazandık demektir. Keçiörenli komşularımdan bu sefer rekor beklediğimin altını çiziyorum. Beni mahcup etmeyeceğinizi çok iyi biliyorum.

14 Mayıs günü demokrasimiz adına çok başarılı bir sınav verdik. Milletimiz adeta sandığa akın etti. Farklı mecralarda yürütülen haysiyet cellatlarına rağmen millet görüşünü özgürce yansıttı. 

Yıllarca bize demokrasi nutukları atan Avrupa ülkelerini kıskandıran rekor bir oyla Türk milleti demokrasisinin gücünü ortaya koydu.

İBB Başkanı ABB Başkanı aman yarabbi ne açıklamalar yaptı. Şimdi bunları sandığa gömmeye hazır mıyız?

"Diktatör ikinci tura kalır mı?"

Uluslararası basında yapılan sinsi psikolojik yayınlar vardı. Zaten bay bay Kemal’in yalandan başka sermayesi yok ki. İşte 14 Mayıs gecesi tüm bunları çöpe attık. Diktatörlük söylemlerinin tamamen savsata olduğunu gördük. Diktatör ikinci tura kalır mı? Diktatör işini ilk turda yüzde 90’la bitirir. Milletimize dergi kapaklarından ayar verilmeyeceğini tüm dünyaya gösterdik. Yalan, iftira ve korku siyasetiyle seçim kazanılamayacağını gösterdik. Tüm bunlarla birlikte Türkiye’nin gücünü dost düşman herkese gösterdik.

Rabbim sizlerden razı olsun. Ancak o gece sizlerin bu duruşunu hazmedemeyenler de çıktı. O gece demokrasimiz adına yaşamak istemeyeceğimiz şeylere şahit olduk. Geride olduklarını bal gibi bildikleri halde öndeyiz, kazanıyoruz diyerek seçmenlerini kandırmayı denediler.

Hatalarını kabul etmek ve milletten CHP’li vatandaşlarımızdan özür dilemek yerine çamura yatarak paçayı kurtarmaya çalışıyorlar. Her seçim öncesinde CHP’li seçmenin istemediği adayın dayatılarak tıpış tıpış oy verecekseniz denmesini sindiremiyoruz. Milletimize dair kibirli dil kullanılması asla hoş görülemez. Gazi’nin hürmetine hala CHP’ye oy verenlerinde bunlardan rahatsız olduğuna inanıyorum. Kandil’deki PKK elebaşlarının Kılıçdaroğlu’na oy istemesi en çok samimi CHP’lileri rencide ediyor.

"Sen onlara sizin desteğinize ihtiyacım yok diyebiliyor musun?"

Kardeşlerim evet CHP’nin başındaki zatın aylardır ses çıkarmadığı açıklamalar bunlar. Bay bay Kemal senin o teröristlerden ne farkın var. Onlar sana destek veryorlar. Sen onlara sizin desteğinize ihtiyacım yok diyebiliyor musun? Diyemiyorsun. Hani neredesin bay bay Kemal, En ufak bir şey söylemiyorsun. Söyleyemez. Kapalı kapılar ardında yaptığı görüşmeler ortada.

Masadan bir itiraz duydunuz mu? Masanın buna itiraz ettiğini gördünüz mü?

Meydan meydan dolaşıp 6*8 Ekim olaylarında aralarında kurban eti dağıtan Yasin Börü ve 51 Kürt kardeşimizi şehit ettiler mi? Bu Selo o çağrıyı yapan değil mi? Şimdi Selo’nun Kavala’nın ne günahı var diyor. Şimdi ne diyor çıkaracağım ben onu diyor. Onun içeride duruşu beni rahatsız ediyor diyor. Tüm Türkiye inanıyorum ki Pazar günü bunlara gereken dersi sandıkta verecektir.

PKK’nın kurulduğu köye gidip buralara bahar gelecektir diye video çektiler. PKK’nın sembolü olan zafer işaretleriyle milleti selamladılar.

Şimdi çıkmışlar bize ahlak dersi Cumhur İttifakına ’da milliyetçilik dersi vermeye kalkıyorlar. Bay bay Kemal sen ne zaman milliyetçi oldu? Pazar günü sandıkları bunlara bir siyaset mezarı yapalım.

İnsanımızın karşısına hep eser ve hizmetlerimizle çıktık. Karnemizi gösterip milletimizin desteğini talep ettik. 28 Mayıs’tan sonra yapacaklarımızı da seçim beyannamemizde detaylandırdık.

Atacağımız ileri adımlarımızı hedeflerimizi kamuoyu ile paylaştık. 78 üniversiteden 208 üniversiteye çıktık. Bütün yavrularımız kitaplarını sıraların üzerinde buldular mı? 81 ilde üniversitemiz var mı? Büyükşehir belediyeleriniz ne yaptı? Ama biz Ankara’da sağlıkta Bilkent’i Etlik’i yaptık mı? Yine yapmaya devam edeceğiz.

Son 21 yılda memleketlerinize neler kazandırdığımızı görüyorsunuz. Her şey ortada.

Çiftçi kardeşlerime sesleniyorum traktörleri, evleri aldınız mı? Her tarafta böyle yalan üzerine yalan. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik.