Filistin'in ve hepimizin kâlbindeki KUDÜS ve Mescid-i Aksa ekseninde gerçekleşen İSRÂ ve MÎRAÇ mûcizesinin hâtırası olan kandilimizi, yeniden tâzelenmek, bir'ilmek, irilmek ve de topyekun dirilmek adına millet ve ümmet olarak, Gazze'nin de hicran ve içimizdeki yangısı ve de ülkemizin geçen yıl bugünlerde yaşadığı ASRIN FELÂKETİ olarak nitelenen ve 11 ilimizi kapsayan büyük depremin tâze yaralarının sancısı; tüm bunların biriktirdiği hissî, fikrî kesâfetle berâber idrâk ettik.
BUNALAN GÖNÜLLER, DARALAN SÎNELER
Dünyânın yoğun çeşitli felâketlerle dayanılmaz hâle gelip en azından vicdânen bunaltan, rûhen daraltan atmosferi içerisinde geceyi ihyâ etmeye çalıştık. Yalvardık, yakardık, duâlar ettik; gözyaşları döktük. Rabbimiz kabûl eylesin.
GAZZE, DOĞU TÜRKİSTAN, KEŞMİR; TÜM MAĞDURLAR
Geceyi ve getirdiği taat, itaat ve tazarrû bereketlerini, hem kendimizin, hem milletin, Gazze, Doğu Türkistan, Arakan, Keşmir başta olmak üzere tüm ümmetin kurtuluşuna,
mahrum, mağdur ve mazlum insanlığın hidâyetine,
kötülüğü, zulmü, nefreti varlık sebebi olarak görüp dünyâyı yaşanmaz hâle getiren siyonist misâli cânî huylu, iblis soylu, canavardan çok çok öte vahşet ruhlu sömürgen ve de kemirgen çetelerin kahr u perîşâniyetine wesîle kılmasını, gelecek mîraçları ümmet olarak Kudüs'te, Mescid-i Aksâ'da ihyâ imkânını bizlere keremen lütuf buyurmasını MEVLÂ-YI ZÜL'CELÂL'den niyâz ediyoruz.
TÜM İNSANLIK MUZDARİP
Ama gerçekten, dünyâ şu an vicdan sâhibi insanlar için çok rahatsız edici bir keyfiyette. Nitekim; sâdece müslümanlar değil, tüm insanlık, doğal içgüdüsüyle Gazze'de olanlara çeşit çeşit şekillerde tepkisini ortaya koyuyor.
SAVAŞ DA SAVAŞ GİBİ DEĞİL!
Vicdanlı dünyâ bundan rahatsız. Çünkü savaş, savaş gibi bir savaş değil. Ne orantı bakımından, ne insanî açıdan, ne de harp kuralları, teâmüller bakımından. Olan, resmen vahşet, resmen soykırım.
DAHASINA KELİMELER YETMİYOR
Dahası var da ifâde edilemiyor. Bundan ötesi de var mı acabâ? Eğer varsa, onu da siyonistler îcâd ederler herhâlde. Çünkü iğrençlik, vahşet, dehşet, kalleşlik, sinsilik üretme şampiyonluğu onlarda. Rabbimiz insanlığı bunların elinden kurtarsın, şerrinden korusun. Bunlar böyle gelmiş böyle gidiyorlar. İnşâllâh haklarından gelme şerefini Rabbimiz yine bize lûtfeder.
YAZMAK, KIZMAK; OYUNU BOZMAK
Bunları yazıyoruz; yazmak ta bir görev ve de tabiî en kolay tarafı. Lâkin yazılması, konuşulmasa nasıl bilinecek? Biz de yazılanlardan etkilenerek yazıyoruz. Meselâ şu paylaşıma bakar mısınız?
ŞEHİT ÇOK, KALDIRAN YOK, NAAŞLAR ORTADA!
🌹OÖ: ... ölü sayısı o kadar çok ki, her yer cesetlerle dolu.
Şehidleri gömecek ne yer kaldı, ne onları gömecek yakınları, ne de bu işi yapacak sağlıklı insanlar.
Ümmetin şehitlerinin naaşını sokak kedileri yemeğe başladı. Biz bunun hesabını nasıl vereceğiz? Müslüman liderler nasıl verecek? 🥲
AMAN ALLÂH'IM; KURTAR BU UTANÇTAN
Biz bunu, kedilerin cesetlerin etrafında dolaştığı fotoğrafıyla berâber aşağıdaki soru ve sorgu dolu sunumla paylaştık:
AMAN ALLÂH'IM!
BİZ BU UTANÇLA NE YAPACAĞIZ, NEREYE GİDECEĞİZ? BİR ÇIKIŞ YOLU AÇ YÂ RABB!
ÖLMEKSE ÖLMEK YÂ RABB! BUNDAN DA
DAHA GÜZELİ NE? BU MİLLETE O ŞEREFİ TEKRAR LÛTFEYLE YÂ RABB! Âmîn, Âmîn, Âmîn; Yâ MUÎN...
HİNDİSTAN DA SOYKIRIMA HAZIRLANIYOR
Haber, umreden yeningelen NAMAZ GÖNÜLLÜLERİ PLÂTFORMU başkanı Abdullah YILDIZ'dan:
"Çin DOĞU TÜRKİSTAN Müslümanlarına,
Budist Myanmar ARAKAN Müslümanlarına,
İsrail FİLİSTİN-GAZZE Müslümanlarına
SOYKIRIM uygularken;
Hindistan KEŞMİR Müslümanlarına soykırıma hazırlanıyor!
UYANIN!"
KATLİÂM UYGARLIĞIN OLMAZSA OLMAZI MI?
Öyle ya; soykırımı olmayan süper ülke yok. Meşhur BEŞ BÜYÜKLER(!) zâten öyle de, onlara yaklaşanlar da, bu süperliğin, uygarlık yolunda büyük olmanın gereği, bir bakıma, bu yolda rüşdün isbâtı gereği diyerek bu soykırımlara tevessül ediyorlar.
GAZZE'DEN KEŞMİR'E; AYNI EL!
Şimdi de Hindistan deniliyor. Sıkıntı ötedenberi zâten var da, Filistin'de olduğu gibi; şimdi tüm dünyâlarını başlarına yıkma peşindeler demek ki! Nasıl olsa canlı örnekleri var karşılarında. Yaptırım da yok. Yahûdî dünyâyı eline dolamış nasılsa! Zâten Keşmir olayını da bir kurcalayın; altından siyonistler çıkar.
BİRLİKSİZ DİRLİK OLMAZ!
Her tarafta kuşatma var. Dikkâtler başka yere çekilip öncekiler unutturulmaya, böyle böyle tüm müslümanlar kıskıvrak yakalanmaya çalışılıyor. Kıyıda-köşedekileri hazmedemeyen sömürgenler Türkiye'yi kendi hâlinde bırakırlar mı sizce?
İKİ GÖZDEN DAHA FAZLASI!
Nihâî hedefin Türkiye olduğunu anlamak için çok akıllı olmaya gerek yok. Çözüm ne; kardeşlerini hor görme, onları sev, bağrına bas; eski günlerde olduğu gibi. Yoksa tehlikeyi görmek için iki gözden daha fazlası gerekmiyor! İşte âyet:
"Müslümanlar bir saldırıya uğradıkları zaman birbirleriyle yardımlaşırlar." (Şûrâ,39)
GAZZESİ OLMAYAN GAZZE GİBİ OLSUN!
İsmail YANGÖZ Kardeşimizi bu dert daha bir etkilemiş, âdetâ bağrını yakmış sanki! Bakınız yorumunda nasıl feryat ediyor:
"Derdi Gazze olmayanın, hem dünyası hem ahireti Gazze gibi olsun İnşaallah. Başta bölge ülkeleri olmak üzere, kılını kıpırdatmayan yetki ve güç sahibi kim varsa Rabbim belasını versin!..."
SICAK COĞRAFYA, SOĞUK DİPLOMASİ!
Osmanlı’yı yıkanlar; bir daha bir araya gelemesinler diye soğukluk üreten kültürlerini de empoze ettiler. Kimse kusura bakmasın, arablara yan bakmanın ne İslâmî, ne insânî, ne coğrâfî hiçbir gerekçesi olamaz. Bu, sâdece gâvurların işine yarar. Dini bir tarafa bıraksak ta, sömürgeciler için farketmez.
MESELE PETROLSE GERİSİ TEFERRUAT
Onlar buralara petrol diye geldilerse senin dinin de önemli değil. Halklar müslüman olmasa da onlar buraya çökecekti yâni. Dolayısıyla bölge halkları bu azman güçlere karşı birbirlerine arka çıkmak zorunda. Ama bizlerde, empoze kültürün de etkisiyle, -tâbir yerindeyse ki bu da onların empozesi olabilir;- NE ŞAMIN ŞEKERİ NE ARABIN YÜZÜ gibi bir hava var. Bu kimin işine yarıyor? Düşünelim; cevâbı buluruz.
GAZZE'DEN BERİSİ, ŞAM'DAN ÖTESİ
Bu meyânda; en sıcak konumuz GAZZE unutulmamalı. Çünkü Gazze aşılınca bunlar duracak mı? Nereye gidecekler ve de nerede duracaklar? Ya da duracaklar mı? Hele de meydanı boş bulurlarsa hiç te durmayacaklardır. O zaman, Gazze dînen ve de vicdânen zâten dâvâmız da, ülke güvenliği açısından da birincil meselemizdir.
Tabiî; arapların yüzünü görmektense, arz-ı mev'ud muymuş ne, yahûdîler gelsin buyursun diye düşünülmüyorsa!
"ARAP GİTSİN!" YAHÛDÎ GELSİN DEMEKTİR!
İnanki, böyle düşünenler de vardır, sözünü ettiğimiz kültür empozelerinin etkisiyle! Nitekim; Gazze konusunda İsrâilden yana olan gürûh yok mu? En azından konuyu ciddiye almayıp açık açık siyonist uzantısı kuruluşlarda fink atanlar.
GAZZE NÂMUS, UNUTMA BÂHUSUS!
Kısaca, nerden bakarsak bakalım; GAZZE konusunu sıcak tutmak, unutmamak ve de elden geleni yapmak durumundayız.
Mehmet ÇELEBİ Bey'in dediği gibi:
DİLBER İLE ALPER ARASINDA GAZZE!
"Ülke; pavyondaki DİLBER ile,
Uzaydaki ALPER arasında gidip geliyor..."
Oysa Gazze'de katliam sürüyor...
*DÜNYÂ İMTİHAN, HERŞEY EMÂNET.
Değerli dostlar. Bu dünyâda bir hayâliz. Bugün var yarın yokuz. Dünyâ imtihan, herşey emânet. İşte; 1 yıl önceki deprem bize bunu bir defâ daha altını çizerek gösterdi. Bize dedi ki kısaca;
ASIL VARLIK, GERÇEK ZENGİNLİK
"Hiçbir şeyin sâhibi olmadığını bilmek; ASIL ZENGİNLİK bu olsa gerek." 6/Şubat/2023(s.04.17) ASRIN FELÂKETİ (Rabbimiz beterlerinden korusun; bir daha göstermesin. ÂMÎN...
EMÂNETTEN HİDÂYETE, NİCE KANDİLLERE
Taşıdığımız hiçbir şeyin bize âit olmadığı, her şeyin emânet, dolayısıyla sâhibinin kıstasları doğrultusunda değerlendirilmesi gerektiği şuur ve hassâsiyetiyle ömür sürmeyi ve bu meyânda lütfuyla başarılı olmayı, böylelikle hem dünyevî hem uhrevî saâdetlere ermeyi ihsân buyurması niyâzıyla Rabbimize yalvarıyor, nice kandillere hep birlikte sıhhat-âfiyetlerle ulaşmak ümîdiyle cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...