DEPREM BÖLGESİNDE BUNLARA DİKKAT!

Abone Ol

Deprem bölgesinde özellikle dikkat etmemiz gereken sağlık durumları var!

Özellikle enkaz altından sağ çıkarılan vatandaşlarda birçok sağlık sorunu meydana geliyor. Bu durumla karşı karşıya gelen kişiler ilk yardım olarak neler yapmalı, Ordu Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Uzm. Dr. Mervegül Kaya, konuyla ilgili olarak önemli bilgilendirmelerde bulundu. Dr. Mervegül Kaya, soğuk kış gününde donmaya bağlı yanıklara karşı, Hipotermi, insan vücudunun faaliyet göstermesi için gerekli ısıyı ürettiğinden daha hızlı kaybetmesi sonucunda ortaya çıkan ve vücut ısısının tehlikeli derecede düşmesine neden olan sağlık durumudur. Vücut sıcaklığının 35C’nin altına düşmesiyle meydana gelir. Hipotermi için, “Bitkin, yorgun kişiler, yaşlılar, çocuklar, bebekler zihinsel engelli kişiler, evsizler, yetersiz beslenme, diyabet, inme, şiddetli artrit, Parkinson hastalığı, travma ve omurilik yaralanmaları veya vücudun sıcaklığını düzenleme yeteneğini etkileyen antidepresanlar, antipsikotikler, narkotik ağrı kesici ilaç kullananlar daha çok risk altında olan gruplardır. Belirtileri; titreme, soluk, soğuk ve kuru cilt( cilt ve dudaklar mavi görünebilir), konuşma bozukluğu, yavaş nefes alma, yorgunluk ve kafa karışıklığıdır. Bebeklerde hipotermi belirtileri; soğuk vücut ve kırmızı cilt, kuvvetsizlik, gevşeklik, alışılmadık derecede sessizlik ve uyku hali, beslenmeyi reddetmedir. Bu belirtileri olan hastalarımızda İlk yardım olarak dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır: Güvenli olduğu takdirde kişiyi mümkün olduğunca çabuk korunaklı bir yere taşıyın. Kişinin ıslak giysilerini çıkarın ve kişiyi battaniyeye uyku tulumuna veya kuru havluya sarın, başını örttüğünüzden emin olun. Kişiyi sıcak ve alkolsüz bir içecek verin, tamamen uyanıksa şekerli besinler verin. Yardım gelene kadar konuşarak kişiyi uyanık tutun. Kişinin yanına bir refakatçi koyduğunuzdan emin olun” diye konuştu.

Soğuk Kangrenine Dönüşebilir

Soğuk Yanığı/Isırması; vücudun düşük sıcaklıklara maruz kalan bölgelerinin zarar görmesidir.

Uzm. Dr. Kaya, Burun, kulaklar, yanaklar, çene, el parmakları veya ayaka parmakları gibi cildin açıkta kalan bölgeleri soğuktan daha çok etkilenir dedi ve bu duruma karşı şu önlemlerin alınmasını gerektiğini vurguladı; “Özellikle kış aylarında soğuğa maruz kalma ciltte hasarlara yol açabilir. Açık hava koşullarına maruz kalan alanlarımız olan yüz, kulaklar ve ellerde sıklıkla şikâyetler ortaya çıkar. Soğuk havanın etkisi ile deri damarlarında daralma olur. Bunun sonucunda bu damarların beslediği alanlarda şikâyetler belirir. Soğuk hava ve rüzgâr deriye hasar verir. Yağmur veya kar ise deri yüzeyinde donarak hasarlanmayı ve şikâyetleri artırır. Özellikle el ve ayak parmak uçlarında görülen bu durum; parmak uçları bir anda beyazlamaya ve hissizleşmeye başlar. Hissizleşen ve beyazlayan bölge soğuk havaya maruz kalmaya devam ederse deride kırmızı kabarcıklar meydana gelir. İlerleyen seviyedeki soğuk ısırması dediğimiz Frostbite soğuk kangrenine dönüşür. Parmakların tamamen hissizleştiğini hissettiğiniz anda mutlaka doktora başvurulmalıdır. Belirtileri; cildin beyaz veya gri-sarımsı renk alması, kalınlaşmış ve sertleşmiş cilt, uyuşma görülmesidir. Soğuk yanığı/ısırması görülen bölgelere dokunmayın, cildi kar ile ovalamayın, etkilenen bölgeleri sıcak suya koymayın veya ısıtıcının yanında ısıtmayın. Bunlar daha büyük zararlara yol açabilir. Bu belirtileri fark ederseniz derhal tıbbi yardım alın. Soğuktan korunmak için; Islak giysileri değiştirip kuru giysiler giyin. Mümkünse tek kat kalın bir giysi yerine birkaç kat hafif giysi giyin. Baş-boyun bölgenizi ve ellerinizi eldiven, bere ve atkı kullanarak soğuktan koruyun. Kalın tabanlı ayakkabılar giyin. Uzun süre dışarıda kalıyorsanız güvenli olduğu takdirde düzenli aralıklarla sıcak bir ortama girip ısının. Kan dolaşımını artırmak için basit el ve ayak egzersizleri yapın, el ve ayak parmaklarınızı hareket ettirin. Tercihen ılık veya sıcak olacak şekilde yeterli sıvı tüketin, beslenmeye özen gösterin.”

Deprem Bölgesinde Çocuk Sağlığı  

Çocukları enkazdan uzakta güvenli bir alanda tutulması onların hem psikolojisi açısından oldukça önem arz ediyor. Dışarıdayken ayakkabı, uzun pantolon ve uzun kollu kazak gibi koruyucu giysiler giydiklerinden emin olunması gerektiğini kaydeden Dr. Mervegül Kaya, “Enkaz olan alanlarda oynamalarına izin vermeyin. Çocuklarla konuşun, onları dinleyin, duygularını paylaşmaya ve ifade etmeye teşvik edin. Gerekirse ruh sağlığı desteği alın. Yanıkları önlemek için sıcak su, elektrikli ısıtıcı gibi tehlikelerden çocukları uzak tutun” uyarısında bulundu.

Yeni Doğan Bebeklerin Emzirilmesi Önemli

Anne sütü bebekler için en kaliteli besin ve deprem bölgesinde çoğu bebek anne sütünden saatler boyunca mahrum kalabiliyor. Uzm. Dr. Mervegül Kaya, hamile kadınların depremde doğum yapmaları durumunda doğumdan hemen sonra bebeğin emzirilmesi gerektiğini vurguladı ve şunları kaydetti: Vücudunuzun stres altında bile bebeğiniz için yeterince süt üretebilir. Emzirmeyi bıraktıysanız yeniden başlamak mümkündür.”

Dr. Kaya kronik rahatsızlığı olanlara ise uyması gereken konuları aktardı: Kronik hastalığınız varsa Mümkünse ilaçlarınızı yanınızda taşıyın ve düzenli olarak kullanmaya devam edin. Sürekli kullandığınız ilaçlarınız yoksa veya eksikse tedaviye devam edebilmeniz için durumunuz hakkında sağlık yetkililerini bilgilendirin.

Güvenli Su Kullanımı

Deprem bölgesinde musluk suları mikroorganizmalar açısından kirletilmiş olabilir veya içmek için uygun olmayabilir. Uzm. Dr. Mervegül Kaya, “Musluk suyunu ev işleri ve kişisel temizlik için kullanabilirsiniz. İçmek için şişelenmiş suyu kullanın. İçtiğiniz şişelenmiş suyun uygun şekilde kapatıldığından emin olun. Su şişesinin kapağı kırık veya açıkta içmeyin” diye uyardı.

Karbonmonoksit Zehirlenmeleri

Enkazlarda çoğunlukla karbonmonoksit; renksiz ve kokusuz bir gaz yayılımı meydana geliyor. Solunum yoluyla vücuda girer ve doğrudan kana karışarak zehirlenmeye neden olduğunu dile getiren Kaya, “Karbonmonoksit Zehirlenmelerinin Belirtileri; bulantı, baş ağrısı, baş dönmesi ve uyku halidir. Uykuya sebep olduğu için belirtiler çoğunlukla fark edilmez. Korunma yolları; Soba bacasının gideri duvardan yatay olarak değil, çatıdan direk olarak çıkmalıdır. Boruların bağlantıları kontrol edilmelidir. Soba üstten yakılmalıdır. Soba aşırı yakacakla doldurulmamalıdır. Yangın çıkma ihtimaline karşı gerekli önlemler alınmalıdır. Çadır içerisinde açık ateş yakılmamalıdır. Karbonmonoksit zehirlenmesinden şüphelenirseniz vakit kaybetmeden 112 acil hattını arayın veya yakınınızdaki sağlık ekiplerine haber edin. Sobanın/ısıtıcının bulunduğu ortam sık sık havalandırılmalıdır” dedi. Haber: Sibel YILMAZ