CEFÂKÂR BABALAR, VEFÂKÂR ÇOCUKLAR…

Abone Ol

Babalarla oğullar arasında genellikle bir mesâfe olur ama gördüğümüz kadarıyla Hacıbey Hocamız bu noktada istisnâlardan. Hâtıralarından anlaşılıyor ki öteden beri hiç ayrı değiller, hep bir aradalar. Hep içiçe oldukları kadar gönül gönüleler aynı zamanda. Sâdece yedikleri ayrı giden iki arkadaş gibi; bir kader arkadaşı gibiler sanki.

Lâkin herkes böyle değil, hattâ böyle olmayanlar çoğunlukta. Bu apayrı bir konu. Bir tespit için söyledik sâdece. Burada Hacıbeyler bir istisnâ gibi gözüküyor. Bu açıdan da bu hâtıralar kıymetli.

Sözü uzatmadan Hocamıza bırakalım yine:

DANABAŞOO AHMET; CANIM BABAM…

Hacıbey VAROL: “Canım babam, Ne kadar şanslı ve zeki insanmışsın, göçüp gittin. Ancak arkandan Çok değerli Dosdlarım, hocalarım ayrı ayrı duada bulundular. Rabbim hepsinden razı olsun. İyi ki beni Din eğitimiyle büyüttün. Mekanın cennet olsun. Danabaşoo Ahmet; canım babam…”

Şükrü Ongun: “Senin gibi degerli bir evlat buyuttugu icin cok sanslı hocam allah mekanini cennet eylesin”

BEN BU ADAMA ÂŞIKTIM…

Hüseyin Yıldız: “Sizi tebrik ederim sevgili hocam, babanın bu kadar kıymetli olduğunu herkese duyurmaya çalıştınız. Ne mutlu babanıza, arkasında amel defterinin kapanmayacağı sizin gibi hayırlı bir evlat bıraktı. Tekrar mevlam, babanıza gani gani rahmet eylesin mekanı cennet olsun. Rabbim sizlere de bol geniş sabırlar versin. Malumunuz takdir hüküm Allah'ın…”

Hacıbey Varol: Hüseyin Yıldız Hocam; Gerçekten benim babam diye deyil, öyleydi; ben bu adama aşıkdım saygılar…

SENİN GİBİ BİR EVLAT…

Gülfidan BAŞ: “Allahım rahmet eylesin mekanı cennet olsun çok şanslısın. Senin gibi bir evlat yetiştiren babaya Rabbim rahmet eylesin, Yüce Allahım makamını yüceltsin. Peygamber Efendimize, Resülümüze komşu eylesin Amin…”

Hacıbey Varol: Gülfidan Baş Amin yengem…

Özcan Öztürk: Ne Yaparsak yapalım asla haklarini ödiyemeyiz herkes yaptinin karsilini iyi veya kötü bulurlar hocam annene rabbim sağlık sıhhat versin babana da merhameti ile muamele eylesin mekanı cennet olsun inşallah

Öner Aksoy: Bu zamanda kimse büyüklerin kıymetini bilmez bu yaşlara bizleri nasıl getirdi bilmez Allah mekanını cennet eylesin inşallah

KARA LÂSTİK, SÜMER AYAKKABI…

Hacıbey Varol: “Çok kıymetli Dosdlarım. İmam hatip lise bire geçene kadar hiç ayakkabım olmadı. kara lasdikle idim lise birde babacığım sümerden bi ayakkabı aldı bitane de orta caminin önünde ayakkabı tamircisi ferit amca vardı ondan müstamel ikinci el ayakkabı aldı. Yeniyi eskitmesin diye sınıfı geçersen birde elbise alırım demişdi.Yeşşl bi elbise aldı ve oğlum ne olur oku beni mahcup etme demişdi. Etmedim canım babam arkadaşlarımda duanı yaptı. makamın cennet olsun”

HERKESE TEŞEKKÜR, CÜMLEYE SELÂM…

“Babacığımın vefatı nedeniyle cenazeye katılan, katılamayan, duada bulunan, Bölge Kuran kursumuzda hatim eden hocalarımdan çok değerli Hoca kardeşlerimin hepsinden, İstanbul’dan duada bulunan, Medine’den dua gönderen can dostlarımdan Rabbim razı olsun. İyi ki varsınız. Lütfen haklarınızı helal edin. Sizlere hürmetlerimi iletirim, hepinize minnettarım. Selam olsun caanı gönülden.”

“İbrahim Çatır hocam, Îsa Erberk hocam, Mustafa hocam, Abdurrahman hocam Nuri hocam, mahallenin imamı Mustafa hocam cenabı hak cümlemizden komşularımdan uzaktan yakından mesaj atan tüm dostlarımdan Allah razı olsun Tüm ölmüşlerine ve canım babacığıma Allah rahmetiyle muamele eylesin mekanları cennet olsun”

LÜTFEN HAKLARINIZI HELÂL EDİN…

“Kıymetli dostlarım canım babamın ebedi istirahatgâhına uğurlama gününde bizleri yalnız bırakmadığınız için öncelikle tüm dostlara kıymetli meslek arkadaşlarıma hayli hayli hürmetlerimi arz ediyorum Allah cümlemize mahşer günü sevdiği kullarından eylesin lütfen haklarınızı helal edin”

Biz de bu duâdan nasipli olduğumuzu düşünüyoruz. Çünkü süreçte hocamızın yanında olmaya çalıştık. Zîrâ biliyoruz ki, kederler paylaşıldıkça azalır. İnsan böyle anlarda özellikle büyüklerini yanında görmek ister.

ORTADA BİR SİTEM DE Mİ VAR?

Lâkin, hocamızla daha sonra Hacdan dönen meslektaşlarımızın dâvetlerine de birlikte katıldık. Buralarda da edilen sohbetlerde konuşulanlardan kulak misâfiri olduğumuz kadarıyla Hacıbey’in yaşadığı bu süreçlerde bürokratik ya da meslekî olarak üstlerin katılımı noktasında bir alakasızlığın gözden kaçmadığı, sanki bu noktada bir seçkinciliğin hissedildiği dillendirildi.

Yukarda teşekkür bölümünde sayılan isimler ve kesimler de sanki bu kanaati doğruluyor gibi. Tabiî, eğer bir âileden söz ediliyorsa kişi büyüklerinden en azından eşit alâka beklemekte haklıdır.

AMA YİNE DE; “HOŞ GÖR YÂHÛ!”

Ama yine de, büyüklerin de büyük işleri olacağı, hac olabilir, düğündür, izindir, il dışıdır, ortada bir mâzeretin bulunabileceği düşünülebilir. Her ne kadar duygusal dönemler yaşansa da olaylara soğukkanlı bakma hassası yine de elden bırakılmamalıdır. Burada BOŞ VER demekten çok; Osmanlı Dönemi düstûr edilip tablolaştırılan irfan diliyle, HOŞGÖR YÂHÛ demek istiyoruz.

BABA DUÂSI ya da İHYÂ …

Sosyâl medyada şöyle bir sözle karşılaşmıştım; bu bize yeter:

“Ne kadar zengin olursan ol, babanın bir damla gözyaşı ekmeğe muhtaç eder. Ne kadar fakir olursan ol, babanın duâsı seni ihyâ eder!”

Hacıbey Hocamız gördüğümüz kadarıyla babasının duâsını alanlardan. Torunlar da aldı bu duâyı hizmetleriyle; ne mutlu onlara, daha başka bir şey aramaya gerek yok…

HASSÂSİYET ve de HÜSN-İ NİYET…

Değerli dostlar kısaca, yine de böyle merâsimlerde kardeşlerimiz ya da personellerimizin yanında olmak noktasında daha hassas davranılmalıdır. Böyle durumlarda gittiğinizden daha çok gitmediğiniz fark edilir; nedense bu gözden kaçmaz.

Bunu da belirttikten sonra diyoruz ki; YÜCE Mevlâ, geçmişlerimize rahmet, bizlere merhamet eylesin. Anne-babalarımız ve tüm sevdiklerimizle berâber bizleri Efendimiz SAV’in komşuluğunda buluştursun diyor, bu duygu ve düşüncelerle berâber cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes’selâm…