BİR HAFTA, BİR SÖYLEŞİ; NESİRDEN ŞİİRE BEŞ KALEM...

Abone Ol

Önceki gün mukabele sonrası mescitten çıktıktan sonra, kendisi de bir yazar olup önümüzdeki günlerde yeni bir kitabı daha çıkacak olan emekli Imam-Hatip, İlahiyatçı-Yazar arkadaşımız Hâfız Abdülkadir DEMİR Hocayla beraber İl Halk Kütüphanesi sohbet salonunda, hafta etkinlikleri bağlamında icra edilecek olan söyleşi programına yazar Durmuş Ali ÖZTÜRK Bey'i dinlemek üzere katıldık.

HEY GİDİ AYIŞIĞI, HEY GİDİ GÜNLER!...

Bizler 90'lı yıllarda Ramazan boyu Ayışığı Salonu’nda STK'lar ve kitabevleri olarak ortaklaşa düzenlediğimiz ve ay boyu devam eden, tüm kitap dostlarını ve diyanet, eğitim camiasıyla sohbet, muhabbet, yâren ekiplerini buluşturan, ayrıca her akşam bir konuşmacı ya da etkinliğin yer aldığı Kitap Fuarlarından alışık olduğumuz için, bu ay gelince o günler, o güzellik ve tatlar geliyor hemen aklımıza.

Ama ne zamandır unutmuşken bu program her şeyden önce bunları hatırlattı bize. Zaten hasbihâl esnasında söz konusu da edildi bu vakıa. Hatta denildi ki; şimdi niye yok? Keşke olsa!

HEMEN HEMEN HERKES; AMA HEPSİ MÜMKÜN DEĞİL...

Her neyse; biz şimdi programla ilgili bilgilerin arzını katılımcıların paylaşımlarına bırakıyoruz. Zaten çok şey konuşuldu. Öğrenciler, öğretmenler, Kütüphane yetkilileri, katılımcılar; herkes önce kendisini tanıttıktan başka sihbetinbseyri içerisinde hemen hemen herkes söz alarak fikir beyan etti. Bunların hepsini yazmak mümkün değil. Lâkin paylaşımlar genel bir fikir veriyor.

EYMÜR SAYFA, KATILIMCI TAYFA...

Bu konuda ilk paylaşımı yapan biz olduk EYMÜR KÖYÜ Facebook grubunda. İşte o paylaşım:

Bugün öğle sonrası, köyümüzün medar-ı iftiharı, bölgemizin değerlerinden Durmuş Ali ÖZTÜRK Hocamızın Kütüphanecilik Haftası bağlamında icra ettiği söyleşi programına katıldık. Lise talebe ve hocalarıyla Kütüphane yetkililerinin bulunduğu toplantıda hocamız yazarlık tecrübeleriyle beraber okumanın nitelik ve önemine dair duygu ve düşüncelerini paylaştı.

DAHA NİCELERİ İNŞÂLLÂH...

Geçtiğimiz ay 7. Kitabını yayınlayan ve kıvançla dinlediğimiz köylümüz, komşumuz, hemşerimiz yazarımıza bundan sonra daha nice eserlere imza atması temennisiyle başarılı çalışmalar diliyor, sevgiler-saygılar sunuyoruz; cümleye hayırlı Ramazanlar wes'selâm...

MUTLU PAYLAŞIM, KUTLU ÖZCAN...

Programda karşılaştığımız, köy komşumuz, arkadaşımız, emekli öğretmen Kutlu ÖZCAN Bey de oradaydı. O da yazarla çektirdiği fotoğrafla beraber paylaşım yaptı bizim gibi ama tabiî biz burada fotoğrafları veremiyoruz. İşte o paylaşım:

YENİ KİTAPLARINI BEKLERİZ...

"Bugün, köyümüzün değerli insanı, yazar Durmuş Ali ÖZTÜRK abimizin kitaplarını tanıtma ve yazarlığın püf noktalarının konuşulduğu lise öğrencilerinin de katıldığı sohbetine misafir olduk. Keyif aldık, mutlu olduk. Kendisine bu yolda başarılar dileriz. Yeni kitaplarını da tez zamanda bekler, kolaylıklar dileriz."

(Kutlu ÖZCAN)

Sn. ÖZCAN'A KUTLU MEKTUP!

Kutlu ÖZCAN da köyümüzün bir değeri. Pozitif, sempatik bir kişilik. Aynı zamanda konuşkan, ağzı lâf yapan, kendini dinleten bir isim. Gönül onun da yazmasından yana. Biz de bu paylaşımı fırsat bilerek yorum sadedinde dedik diyeceğimizi. Bilmem iyi mi ettik? Ona da siz karar verin! İşte yazdıklarımız:

HADDİM DEĞİL BELKİ AMA...

"Kutlu Hoca;

Haddim değil belki ama, âcizane sizi yetenekli gördüğüm için birkaç şey söyleyeceğim.

Siz neden yazmıyorsunuz?

Bu kadar güzel konuşan, konuşunca dinleten ve doyurucu konuşan insan nasıl yaz(a)maz?

Neyi mi yazacaksın?

Köyü yaz, dünü yaz. Bugünle karşılaştır. Eski günlerden, eski insanlardan, eski hal ve şartlardan yaz. Bugünle karşılaştır.

ADI TÂRİH, TADI COĞRAFYA!...

Bizim köyümüz güzel bir köy. Adıyla tarih, tadıyla güzellik, toprağıyla bereket. Sen de köyümüzün bir değerisin ve de değerlisin. Hiçbir şey yapamazsan, insanları konuştur ve yaz.

FEYZİ AKÇAY, NÛRİ KAHRAMAN...

Bak aşağı köyde Fevzi hocamız var. Ona meselâ gidilerek ortak bir şeyler yapılabilir. Hatta beraber gidelim. Böyle birikimli bir Kutlu Hoca'nin, nice talebeleri, hâtıraları, köyün geçmişine ait bizzat şahitlikleri bulunan bir öğretmenin bunları değerlendirmesi de topluma, köyüne karşı bir vazifesidir diye düşünüyorum.

KIYIDAN-KÖŞEDEN, DÜNDEN-BUGÜNDEN...

Bir gazetede başla. Kıyıdan köşeden, dünden bugünden derken süreç seni sürükler. Bunu yapabileceğine inanıyorum. Bunu köyümüz adına, onun adına bir değer daha katma adına bunu bekliyoruz.

Yazmaya başlayınca günlük te yazsan, güncel olaylara da değinsen eskilerden de katma falan derken iş mecrasını bulur. Bir bakmışsın neler birikmiş. Sonra dersin bunları ben mi yazmışım diye.

MESELE KARAR; NERESİ ZARAR?

Kusura bakma. Mesele yazmaya karar vermek. Bir öğretmen yazacak olsa elbette nasıl ve neler yazacağını bilir.

Burada, sizi teşvik adına biraz ukalalık yapmış olabiliriz. Biraz da Ramazan'ın manevi bereket ve müsamaha iklimine sığınarak yaptık bunu. Bence aileniz, daha doğrusu sülâleniz adına söylediklerimizi dikkate alınız.

KİTAPLAR ÂŞİKÂR, DEFTERLER AÇIK!...

Hepimiz fâniyiz. Bırakacağımız eser bizim için Fatihalara vesile olacak belki. Sizin yazacağınız güzel şeyler onların bu vesileyle yaşayacağı güzelliklere ortak olmanızı, dolayısıyla amel defterinizin açık kalmasını sağlayacaktır.

ÖNCE ZİYÂRET, SONRA TİCÂRET!

Yalnız öncelikle bir ara Feyzi hocaya bir ziyaret yapalım birlikte inşallah. Biz de onca yazmamıza rağmen köye dair bir kitap koyamadık ortaya. Belki sizin ilginizle beraber, Feyzi hocadan alacağımız sinerji bizim de köyle ilgili çalışmalarımızın vücut bulmasına katkı sağlayacaktır inşallah...

GECENİN SAATİ, SAHURUN VAKTİ...

Her neyse; gecenin bu saatinde sözü daha uzatmayayım. Meram anlaşılmış olmalıdır. Görüşmek dileğiyle hayırlı sahurlar wes'selâm..."

ÂNINDA CEVAP, OKUMAK SEVAP!

O da cevabını geciktirmedi. Sanki ümitvar olmamız gerekir gibi bir üslupla yazmış. Bilmem sizlerce de öyle midir?

ÖĞÜTLER BAŞ ÜSTÜ; SANILMASIN Kİ KÜSTÜ!...

"Nuri Kahraman abi, güzel görüşleriniz için teşekkür ederim. Çok haklısın. Öğütlerinin ve tavsiyelerinin başımın üstünde yeri vardır. Bilmem, hiç denemedim. Olabilir. Tekrar teşekkür ediyorum. Uygun zamanda hocama da ziyaretimiz olur diye düşünüyorum."

PAYLAŞIMDAN ANEKDOTA...

Abdülkadir Hoca da fotoğraflarla beraber şu cümlelerle not düştü o günün tarihine. Kendisine, konuyu daha doyurucu bir şekilde değerlendirmenin yanında ayrıca bir şeyler daha kattığı ve söyleşiye de duygu ve düşüncelerini paylaşmak suretiyle zenginlik kazandırdığı için teşekkürlerle, yazdıklarını arz ediyorum:

ABDÜLKADİR HOCA'NIN YAZDIKLARI...

"Bugün üstat Nuri kahraman hocamızla Durmuş Ali ÖZTÜRK Hocamızın Kütüphanecilik Haftası bağlamında icra ettiği söyleşi programına katıldık. Lise talebe ve hocalarıyla Kütüphane yetkililerinin bulunduğu toplantıda hocamız yazarlık tecrübeleriyle beraber okumanın nitelik ve önemine dair duygu ve düşüncelerini paylaştı.

GENÇLERİ GÖRÜNCE; DİRİLİŞ ERTUĞRUL...

Söyleşiye katılan gençlerimizi görünce gönlümden;

“BÖYLE GENÇLERE CAN KURBAN”

Dedim... Günün önem ve anlamına dair şu anekdot hatırıma geldi;

OSMAN GÂZİ, EMRE ÜÇTEPE!

Diriliş Ertuğrul dizisinde Osman Gazi’nin çocukluğunu canlandıran 15 yaşındaki Emre Üçtepe'ye, "Peygamber Efendimize (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir soru sorabilseydin ne sorardın" diye sorulduğunda;

Emre Üçtepe soruya şu cevabı verdi:

HİÇBİR SORU SORMAZDIM!...

“Hiçbir soru sormazdım. Çünkü ben şuna inanıyorum; Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) doğumundan vefatına kadar bütün sorulara cevap verdi.

Eğer ben bir soru sorduğumda; bana, “Bunu okumadın mı veya bunu öğrenmedin mi?” diye karşılık vermesinden korkarım. “

"KENDİMİ SUÇLU HİSSEDİYORUM!"

Sorusuna aldığı yanıtla şaşıran sunucu,

“Bu kadar derin bir cevap beklemiyordum, kendimi suçlu hissediyorum” dedi.

YAŞAMAYA BAK; AMA NEYİ?

Unutma!

-Şahsiyet yoksa, ilim fayda etmez.

-Şuur/Bilinç yoksa, bilgi fayda etmez

-Temsil/Örneklik yoksa, tebliğ fayda etmez

-Yaşantı yoksa, dava fayda etmez.

LAFTAN ZİYÂDE, İŞTEN İSTİFÂDE...

Öyleyse bu Ramazan:

-Şahsiyetini onar

-Şuurunu geliştir

-Örnek ol

-Konuşmadan ziyade İslam’ı yaşamaya bak...

(Abdülkadir DEMİR)

NİCELİKTEN NİTELİĞE, OKUMANIN DEĞERİ...

Hocamızın yazdıklarından sonra buraya, o günün dışında ama, orada konuşulan okuma kültürü, okumanın değeri, nitelik ve niceliği noktasındaki konularla bağlantılı ufuk açıcı bir metni de almayı, mevzuya katkı sağlayacağı düşüncesiyle buraya alıyoruz:

- - - - POP KÜLTÜR!!! - - - -

Yeni öğrendiklerinin, bildiklerini unutturmasıdır "pop kültür"... Okudukça "tüketmeyi" öğrenirsin!

GERİDE NE SEN KALIRSIN; NE ANLAM, NE DEĞER...

Hafızan yok olur, idrakin darmadağın olur.

Sıradan insanlara inanır, sahne artistlerinin "hakikat provalarına" çabucak aldanırsın...

Öğrendikçe unutur, unuttukça maziden koparsın.

RESETLEMEDEN SANA YAKLAŞMAZ!

Bu yeni öğrendiklerin, her nasılsa kendini resetlemeden sana yaklaşmaz; bilirsin ki bu bilgi dünden farklıdır, düne dair iddiaların da bir gün içerisinde böylece ziyan olur.

ÖĞRENDİKLERİN BİLGİ DEĞİLDİR ASLINDA!

Sen yine acıkırsın...  Bu öğrendiklerin bilgi değildir aslında... Lâkin duygularını iyi besler. Bir gün sevinir, bir gün üzülürsün... Sevinç ve hüzün arasında âna mahkûm olursun. Efkâr-ı umumide asla yerin olmaz bu yüzden. 

EFKÂR-I UMÛMÎDEN FETRET-İ HUSÛSÎ'YE!...

Köksüzlük fetretinde kıyıda köşede unutulur gidersin vesselam... (Kerim Aral)

KÖYDEN ŞEHİRE, NESİRDEN ŞİİRE...

Yorumu size bırakıyor, bu kadar kitap, kültür dedikten ve söyleşi esnasında ezber ve ezber bozma kelime ve tabirleri çok geçip irdelendikten sonra finale bir şiir konduralım diyoruz. O da az önce çıktı karşımıza. Şairi Yusuf DURSUN.

MÜRŞİD-İ KÂMİLİ YÂR EYLEMELİ...

Kendisini yeni kitabından dolayı tekrar tebrik ediyor, sizleri yazarımızın affıyla beraber takdim ve şiiriyle başbaşa bırakıyoruz:

CANIMIZ ADANIR AŞKA...

Sevgili Dostlar,

Nar Yayınları'ndan birkaç hafta içinde çıkacak olan CANIMIZ ADANIR AŞKA adını verdiğimiz şiir kitabımızdan bir şiiri takdim ediyorum.

* * * * * AŞKIN DERGÂHI  * * * * *

Âlemin sırrına ermek isteyen,

Özüyle sözünü bir eylemeli.

Menzili maksuda varmak isteyen,

Yaşarken kendini sır eylemeli.

*

Cümle gönüllere girecek kişi,

Kor ateş olmalı içiyle dışı.

Akıtırken gözden al kanlı yaşı,

Aşkın kelâmını nâr eylemeli.

*

Gönül yarasına derman arayan,

Ölümsüz aşk için ferman arayan,

Sonsuzluk yolunda mihman arayan,

Mürşidi kâmili yâr eylemeli.

*

Cennet bahçesine gireyim diyen,

Aşkın çiçeğini dereyim diyen,

Dostun cemalini göreyim diyen,

Dünyada gözünü kör eylemeli.

*

Pir elinden abıhayat içenler,

Aşkın denizine yelken açanlar,

Hak nuruyla kendisinden geçenler,

Çıkarıp canını hür eylemeli.

(Yusuf DURSUN)

RAMAZAN BEREKETİ, BAYRAM TADI...

Bugünlük te bu kadar. Huzurunuzdan ayrılırken tüm paydaşlara teşekkürler ediyor, nesirden şiire, kitaptan deftere bir kültür yolculuğu yaptığımız bir seyahatin sonunda sizleri yormamış olduğumuzu umuyor, cümleye sevdikleriyle beraber Ramazan bereketinde bir hayat, bayram tadında hayırlı, uzun ömürler diliyor, sonsuz mutluluklar temennisiyle hepinize kalbî sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...