Geçtiğimiz Pazar, Ordu/Çatalpınar ilçemizde; büyük bir wefâ örneği olarak sergilenen ve geleneksel hâle getirilen, kadınlı-erkekli 3 bin civarında insanın katıldığı, âdetâ ikramları ve seyyar esnafıyla madden bir panayırı, mukim ve misâfir hocaların konuşmaları ve tilâvetleriyle bir mânevî şehrâyini andıran; buluşmaları, tanışmaları ve konuşmalarıyla gerçek bir Anadolu irfânı iklîmi teneffüs ettiğimiz; keşke her beldenin, böyle programlar yapmaya, insanları bir nevî zorlayan böyle değerleri olsa dedirten; 10.Yılında Hacı MUSTAFA ÖNDEN HOCA ve Hacı ALİ ERİŞ EFENDİLERİ ANMA PROGRAMI'na katıldık.

SALÂ; HEM VEFÂ, HEM DİRİLİŞ…

Daha sahaya girerken bir bayram yerini andıran geniş bir alan ortasında yer alan kapalı mekânda icrâ edilen program, Diyânet TV Kur'an yarışması 1.lerimizden Mustafa ÖZTÜRK yavrumuzun okuduğu salâ ile başladı. Mâlum SALÂ, hep vefatların ardından okunup ölümle yaşanan ahde vefâyı ve yeniden dirilişi, dünyâ rüyâsından, âhiret gerçeğine uyanışı ifâde ettiği kadar, daha bu dünyâdayken, onun câzibesine kapılıp gitmişlik hâli olan gafletten uyanışı, silkelenip kendine geliş ve de dirilişi ihtar ediyor.

Bugün de öyle oldu. Pandemiyle berâber sosyâl aktivitelerin akâmete uğramasının ardından bugünkü bu program da âdetâ yeniden buluşmanın, vuslatın, kaynaşma ve dayanışmanın bir nevî yeniden canlanışın bir tezâhürüydü. Bunun sevinç ve heyecanı gözden kaçmıyordu.

“KİMİ İS BIRAKIR; KİMİ İZ!”

Salâ’nın ardından Kur’an tilâveti için emekli İmam- Hatip Necâti SEZGİN geldi huzûra. Onun ardından, bu programın organizatörü ve ilkinden bu yana koordinatörlüğünü yapan Hacı Hâfız Ahmet Ali GENCEL Hoca bilgilendirme konuşması yaptı.

Günün hatibi Doç. Dr. Hayreddin ÖZTÜRK Hoca'dan başka olarak, İlçe Kaymakamı Eyüp Batuhan CİĞERCİ, Ordu Müftümüz Dr. İsmail ÇİÇEK, Sinop İl müftümüz Mustafa DÜZGÜNEY, Çatalpınar Belediye Başkanımız Ahmet TÜRE, Çatalpınar ilçe Müftümüz Âdem VERİM, İlçede birçok eğitim kurumunda adı yaşatılan İhramcızâde irfan mesleği mensubu, mahallî kanaat önderlerinden Dursun AKBALIK, Ordu Milletvekili Şenel Yediyıldız mikrofona gelip hitaplarda bulundular.

LÂHÛTÎ SESLER; TUTULAN NEFESLER!

Çarşambalı yavrumuz Mustafa ÖZTÜRK’ün kıraatından ayrı olarak Büyük Çamlıca Câmii görevlileri Kumrulu Ahmet ALPHAYTA ve Erbaalı Hüseyin AKBULUT hocalarımızın Kur'an tilavetleri, ilâhi ve kasîdeler ve en son okudukları çifte ezanla berâber dinleyenleri âdetâ büyülediler.

Programın duâsını, Korgan Müftümüz İsa YAYKIN Hoca yaptı. En son koordinatör Ahmet Ali GENCEL Hoca gerek programa maddî katkı verenler, mânevî desteği bulunanlar, emeği geçenler başta olmak üzere uzaktan, yakından gelip katılım gösterenler meyânında kısa bir teşekkür konuşması yaptı.

OKUMAK SİZDEN, OKUTMAK BİZDEN!

Ayrıca, bu programı deruhte eden isimlerin ve bunların adını taşıyan İhramcızâde Vakfı, Eriş Vakfı gibi kuruluşların, aklı başında, okuyacak kâbiliyet ve hevesi olan talebeleri, ilk mektepten üniversite sonuna kadar okutmayı taahhüt ettiği, halktan gelecek taleplere açık olduklarını ve beklediklerini ifâde ettiler. Bu da, okumak ve de okutmak isteyenler için, mâzeret kabulünü geçersiz kılan bir teminattı. Allâh CC râzı olsun.

Konuşmacı bu müjdeler ve taahhütle berâber kürsüden indi. Program, Ordu Akyazı Uhud Câmii İmam-Hatîbi Metin ERBAŞ Hoca’nın kıldırdığı Namaz ve Çatalpınar eşrâfının ikrâmı olan yemeğin ardından sona erdi.

HALK BURADA, BÜROKRASİ NEREDE?

Katılım noktasında ağırlık Diyânet câmiasındaydı. Yukarda ismi geçen İl ve ilçe müftülerimizden başka olarak görebildiğimiz kadarıyla Ulubey, Kabadüz, Aybastı, Kabataş gibi ilçelerimizin müftüleri, vâizler buradaydılar. İmam-Hatip çevreleri ve halk düzeyinde katılımlar da oldukça yüksek olmasına rağmen bürokrasi için aynı şey söylenemezdi. Nitekim program sonrası yemek ve uğurlama süreçlerinde ayaküstü konuşulanlardan edindiğimiz intibâ, Vâliliğin AFAD için yardım çağrılarına en üst düzeyde katkı sunan Çatalpınarlıların bilhassa Ordu vâliliği nezdinden özel bir katılım, en azından dâvetlerine telefonla da olsa bir dönüş beklentileri olduğu şeklindeydi.

VÂLİLİK YOK TA; YA BÜYÜK ŞEHİR?!

Aynı şekilde, başta Büyük Şehir olmak üzere bütün belediyeleri dâvet ettiklerini belirten yetkililer bu noktada da katılımların yok denecek kadar az olması dikkât çekici diyorlar. Halkın da dikkatinden kaçmayacak olan bu husus; “idâreciler için artık halkın nabzı önemli olmaktan çıktı mı, hani eski heyecanlar?” sorusunu akla getiriyor.

“Bugün şehitlerimiz var, oraya gitmişlerdir” diyenlere cevâben de, buraya katılıp konuşmasını yaptıktan sonra, oraya katılmak için izin alan yetkilileri gösteriyorlar. Kaldı ki, hiç olmazsa telefonla durumu ifâde edip bizleri onurlandırabilirlerdi diyorlar. Bizden söylemesi.

UMURSUZLUK, UMARSIZLIK ve de DUYARSIZLIK!

Elbette, bu konuyu burada dile getirmeyebilirdik. Ancak, çok kritik süreçlere doğru giderken, birlik-berâberlik ve dirlik-düzenliğimiz noktasında azamî hassâsiyet gösterilmelidir. Millet-Devlet kaynaşmasında erişilen samîmiyet ve canlılık kıvamının tavsamasına izin verilmemelidir. Bu meyânda her fırsat ganîmet bilinmelidir. “Kimsenin hiçbir şey umûrunda değil, ipin ucu kaçmış, herkes başının derdinde!” algısına meydan verilmemelidir. İlk gün heyecanıyla işler sıkı tutulmalı, hiçbir konuda tereddüde mahal bırakılmamalıdır. Kaldı ki, bütün dünyâ kenetlenip çevremizi sarmışken, gevşekliğe sebep olacak umarsızlık ve de duyarsızlık, hattâ ümitsizlik anlamına gelebilecek tavırlardan uzak durulmasının gerektiği çok açık değil midir?

ŞEREFÜL’MEKÂNİ BİL’MEKÎNİ…

Bu ayrıntının dışında program oldukça güzeldi. Çatalpınar’a ne mutlu! Kaç ilçe var, böyle değerleri olup ta öldükten sonra da yaşayan ve halkına da böyle güzellikler, anlamlı birlik ve berâberlikler yaşatmaya devam eden?

Dînimizin ilme ve âlime verdiği önem mâlum. Oraya girmiyoruz. Biz burada sâdece gördüklerimizi not etmeye çalışıyoruz. Şu kadar var ki, anlatmaya gerek yok; ilmin bereketi, âlimin millet nezdindeki menzilesi canlı bir örnek olarak ortada ve biz bunu bugün burada yaşadık. Bu insanlar; ŞEREFÜL’MEKÂNİ BİL’MEKÎNİ (Bir yerin şerefi orada bulunanlara göredir, oradaki insan(lar)dan gelir.) fehvâsınca buraya büyük değer katmaktadırlar. Çatalpınar halkı da büyük bir âlicenâplıkla onların aziz hâtıralarını yaşatarak berekete bereket katmaya devam etmektedirler ki, bu davranışları her türlü takdîrin üstündedir.

Diğer yandan, burada bakıyorsunuz, ne yana dönseniz ulu tepeler çevreliyor sizi. Ortada, her tarafında maddî, mânevî pınarların çağladığı, bağrında ulu çınarlar barındıran vefâkâr insanlar otağı şirin Çatalpınar. İnşâllâh bu akış ve nakış hep devam eder ve de insanlar bu pınardan kana kana içerler hep böyle. Mevlâdan niyâzımız, nesillerimizi bunlardan mahrum etmek isteyenlere fırsat vermemesi ve de kıyâmete kadar bu ilâhî pınarlar ve güzellikler üzere berdevâm eylemesi…

DARISI ORDU’NUN BAŞINA!

Sözü bağlarken diyoruz ki; bu önder hocalarımız değerli olduğu kadar, onların hâtırasını yaşatan hayrül’halef talebeleri ve de evlâdı olmak ta önemli ve bir belde için Allâh’ın lütfu. Onun için, Allâh CC başta bu güzelliklerin vesîlesi merhum öncülerimiz olmak üzere, onların vefâkâr talebe ve tâkipçileriyle tüm emeği geçen ve katılarak tercihlerini iyiliklerden, güzelliklerden yana yapan herkesten râzı olsun; darısı Ordu Merkez dâhil tüm beldelerimizin başına sevgili okurlar; cümleye sevgiler-saygılar wes'selâm...