Değerli dostlar! dün hava Cumartesi) güneşli idi. Eh ihtiyarlar kışın güneşi görünce postu ısıtmak için hemen güneşe kaçarlar bende elime bilgisayarı alıp balkona çıktım. Eh bizim cennetlikte hemen kahvemi getirdi, kahvemi yudumlayıp keyifle bilgisayarımı karıştırayım derken, bizim duman geldi, balkon duvarlarına ayaklarını dayadı. Kendi kendime "ulan bu soyhada bir iş var emme" dedim. Ha dumanda kim diye sorarsanız, Geçen kış interneti karıştırırken Samsun İmam-Hatip lisesinde abimiz olan ve daha sonra Ünye’de beraber görev yaptığımız Ekrem Kilim abimizin bir paylaşımına rastladım, güzel gösterişli boylu boslu bir kangal köpeği altında bir not "Bakamadığım için ihtiyacı olan birine vereceğim." Bende hemen telefona sarılıp kangalı alabileceğimi söyledim. Oda sağ olsun alabileceğimi söyledi. Adı duman olan bu kangalı alıp Ünye’ye getirdim. Tamda benim aradığım bir kangal evin neşesi evin bahçesinin dışında kimseye bir şey demiyor, ama evin bahçesine girenlere eğer biz evde yoksak asla ve asla yol vermiyor. Samsun’da oturan torumda geldiği zaman onunla oynuyor hatta sırtına biniyor. Biz bu halde iken bir gece bizim Duman eve yaklaşan domuzlara saldırıyor, Domuzlarda onu parçalıyorlar, Sabahleyin kapıda olmadığını görünce aramaya başladık birde baktım ki evin 1km. uzağında ölmüş yatıyor. Eh artık yapacak bir şey yok. Torunum da her telefon açmamızda ilk defa "Dede duman nasıl" diye soruyor. Oğlumda telefonda "Yerine yavru bir şey al yoksa sakın çocuğa Duman öldü deme strese girer dedi. Eh bende torun deyince akan sular durur hemen bir yavru bulup getirdim.. Birkaç gün sonra torun geldi hemen dumanın bağlı olduğu yere koştu. Baktı duman yok, bana döndü ağlamaklı bir sesle "dede duman nerede diye sordu" Bende Dumanın annesi hastalanmış oraya gitti gelecek fakat sana yavrusunu gönderdi" dedim bunun üzerine torun yavrunun yanına gidip onu sevmeye başladı. Bende toruna "bunun adı ne olsun" dedim. Oda adı "Duman olsun" dedi. İşte bu soyhada okuma yazma öğrenmiş, zaten benim şansım mıdır nedir anlayamadım kapıma gelen köpekler hep okuma yazma biliyorlar.
Lafı uzatmayalım; Ben "Hayrola Duman ne oldu, ne bakıyorsun?" "hayırlar bilgi sarayı elinde görünce Dünyada ne var ne yok diye öğrenmek istedim" demezmi (eyvah bu gün de gitti yine ekstradan bir kemik) "Ben bir şey bilmiyorum, bildiğini sen anlat" Köpek bu arkadaş ağzı açılınca o günkü kemik istihkakında ekstra pay almadan susar mı? başladı anlatmaya "Yahu ben bu Türkiye'de şu muhalefet olanları anlamıyorum. Libya ile anlaşma yapılıyor, Akdeniz'de sınırlar birbirine bağlanıyor, Muhalefet karşı çıkıyor. Kahraman Mehmetçikler Irak’ta Suriye’de bulunan vatan düşmanlarına karşı savaşmaya gidiyor bunlara karşı çıkıyorlar. Sondaj gemileri yapılıp petrol doğalgaz aranıyor "Hani doğalgaz, hani petrol" diye yaygara yapıyorlar. Sihalar, İha’lar Silahlar yapılıyor "Bizim düşmanımız mı var! bunları ne yapacaksınız diyorlar. Yunanistan sınırlarımıza asker yığarken bunlar başka telden çalıyorlar. Üstelik birde Amerika’ya kadar gidiyorlar, kimlerle ne konuştuklarını milletle paylaşmıyorlar üstelik birde 8 saat kayboluyorlar bu sekiz saati nerede geçirdikleri sorulunca " Efendim bir hamburgercide hamburger yedik" Bu nasıl hamburger ki sekiz saatte yeniyor, Yahu şu İstanbul İl Başkanından da mı bir şeyler öğrenmedin ki o başkanın çeyrek domuzu 15 dakikada hallediyor. Sen ufacık bir hamburgeri sekiz saatte yiyorsun Efendim canlı yayın da muhabir Amerika’daki sekiz saati soruyor. "iyi akşamlar deyip yayını terk ediyor. Mevcut hükümeti ve kahraman güvenlik kuvvetlerimizi uyuşturucu mafyası ile iş birliği yapıp cari açığı kapatmak için" uyuşturucu paralarını Türkiye’ye getiriyorlar" iftirasını atıyor" ispat istenince "Ahanda size ispat" deyip bazı öldürülenlerin isimlerini sayıyor fakat hiç bir ispat yok. Peşinden de Dünyanın bir numaralı kara para aklama merkezi olan Gri listede ismi bulunan İngiltere’ye "orada 5 milyar dolar temiz para buldum." deyip oraya uçuyor, orada Fetö'nün kasası olan ve Türkiye’de aranan kişilerle görüşüyor. Türkiye’ye dönüşte millet çuval çuval para getireceğini beklerken eli boş yüzü kara havaalanına geliyor. Muhabirler soruyor: "İngiltere gri listede olduğu halde siz neden para bulmaya oraya gittiniz "el cevap: "İngiltere'nin gri listede olduğunu bilmiyordum" Hata bu soruyu soran gazeteci de. İstanbul belediye başkanlığına aday iken daha oturduğu mahallenin adını bile bilmeyip "Kâğıthane’ye Kağıttepe" diyen adam ne bilecek İngiltere'nin hangi listede olduğunu."
Değerli dostlar baktım laf çok uzayacak, Dumana o günkü istihkakından ekstra olarak fazladan bir kemik attım kemiği kapmayla koştu benim benim arabamın lastiğinin dibinde kemiği ön patilerinin arasına sıkıştırıp afiyetle yedi sonunda birde arka ayağının birini kaldırıp arabamın lastiğine işeyip teşekkür etti yerine gidip kıvrılıp yattı. Adı batasıca soyha köpek değil mi başka ne beklersin........
Hepinize sağlıklı huzurlu pazarlar dilerim.
Selam ve dua ile hoşça kalın