Değerli dostlar! "İman edenlerin Allah'ı zikretmekten ve inen haktan dolayı kalplerinin saygı ile ürpermesinin zamanı gelmedimi?" (Hadid suresi ayet 16) diye soruyor Alemlerin Rabbi. Evet, zaman geldi de geçiyor bile. Zira "kalu" belada Rabbimize verdiğimiz kulluk sözünü unutmaya başladık gün geçtikçe, hayat telaşesi bizi kıs
Kıvrak yakalayıverdi, her gün bir başka bahaneyle erteler olduk O'nu anmayı
Zikrinden an be an uzaklaşır olduk. “Beni anın ki bende sizi anayım"(Bakara 152) buyurdu oysa yüce yaradan.
Baharla canlanan ölü toprak gibi zikirle dirilmenin zamanı şimdi. Resülüllah (s.a.v.) Efendimizin tavsiyesi üzere "dilimiz her zaman yaş kalsın" Rabbimizin zikriyle O'nu analım her vesileyle
kainattaki canlı cansız her şey gibi bizde O'nu zikredelim. Rabbimiz bizleri günde beş defa Ezanlarla huzuruna davet ediyor bu davete icabet edip namazlarınızla Rabbimizi zikredelim. “Namaz kılmıyorum ama kalbim temiz" safsataları ile kendimizi avutmaya çalışmayalım. Namazdan başka hiçbir deterjan kalbi temizlemez. Memur arkadaş namazı "emekli olunca kılacağım" diyorsun, emekli olmadan önce Azrail (A.S.) gelirde seni dünyadan ahiret âlemine sevk ederse ne yapacaksın? Müslüman kardeşim! "yaşlanınca kılacağım" diyorsun Ya yaşlanana kadar ömrünün olduğuna dair bir senedin mi var?
Değerli dostlar! Böyle ipe sapa gelmez sözlerle vaktimizi öldürmeyelim: Rabbimizi daima zikredelim ki kalbimizden gaflet perdesi insin. Dilimizin zikri kalbimize insin, kirini pasını silsin de O'nu Hakkın nuru ile doldursun. Hakikate ayna olsun yeniden kalplerimiz, tefekkürle coşsun. Rahman’ı anmakla aradığı huzuru bulsun. İftarlarınız sahurlarınız mübarek olsun. Selam ve dua ile hoşça kalınız