Hiç kuşkusuz çocuk sahibi olmak hemen her çiftin hayali. Ancak bu her zaman kolay olmayabiliyor, zira ülkemizde her 100 çiftten 10-15’inde infertilite (kısırlık) sorunu yaşanıyor. Nedeni kimi zaman kadından, kimi zaman erkekten kaynaklanan infertilite probleminde sperm sayısının ve kalitesinin düşmesi önemli bir yer tutuyor. Öyle ki yapılan araştırmalar son 50 yılda sperm sayısının yüzde 50 oranında azaldığını gösteriyor. Günümüzde sperm sayısı ile kalitesinin düşmesinde hatalı alışkanlıklar önemli bir yer tutuyor. Üstelik üreme sağlığını tehdit eden alışkanlıklar günümüzde gittikçe yaygınlaşıyor. Bu nedenle infertilite sorunu yaşayan erkeklerde öncelikle yaşam alışkanlıklarının gözden geçirilmesi gerekiyor. Peki erkeklerin baba olmalarını önleyen faktörler neler?

Sigara ve alkol

Sigarada bulunan karbonmonoksit gibi zararlı maddeler testise ulaşan oksijen miktarını azaltarak sperm yapımını olumsuz etkiliyorlar. Ayrıca benzopiren, kadmiyum, karbonmonoksit gibi metabolitler de spermde DNA kırıklarına neden oluyor, bunun sonucunda spermin sayı ve kalitesini düşürüyorlar. Uzun süreli ve aşırı alkol tüketimi de karaciğer ile hormon dengesini bozarak sperm sayısını düşürmesinin yanı sıra anormal sperm üretimine yol açıyor.

Aşırı kilolu olmak

Aşırı kilo, özellikle de göbek çevresindeki yağlanma, testis ısısının artmasına ve östrojen miktarında artışa sebep oluyor. Erkeklerde beden kitle indeksinin artması aynı zamanda androjen hormon seviyesini de düşürüyor. Tüm bu faktörler sonucunda sperm sayısı azalırken, kalitesi de düşüyor. 30-37 yaş aralığındaki erkekler üzerinde yapılan bir çalışmada; kilolu erkeklerde (BKİ: 25.1–30.0 kg/m²) sperm konsantrasyonu ve total sperm sayısı normal kiloda (BKİ: 20.0–25.0 kg/m²) olan erkeklere oranla daha düşük bulunmuş. Aynı çalışma; obezite sorunu olan erkeklerin testosteron hormonlarının da yüzde 25-32 oranında daha az olduğunu belirlemiş.

Isıyı artıran faktörler

Testis skrotumda (torba) yer aldığı için vücut sıcaklığının 2-4 derece altında oluyor ve bu sıcaklık sperm yapımı için ideal sıcaklığı sağlıyor. Ancak saunanın sık kullanılması, uzun süreli oturmak, araba kullanmak, sıkı ve dar kıyafetler giymek skrotal ısıyı arttırarak sperm yapım mekanizmasında sorun oluşturabiliyor. Bu nedenle sauna ve jakuzi gibi ortamlarda 30 dakikadan fazla kalınmamasına dikkat edilmeli. Araba kullanırken 3-4 saatte bir mola verilmeli.

Egzersizi abartmak

Yapılan araştırmalar; düzenli egzersizin stres hormonu olarak da bilinen kortizol ve testosteron seviyelerini yükselttiğini, bunun sonucunda da sperm kalitesinin arttığını gösteriyor. Egzersiz sayesinde aynı zamanda spermlerin hareketleri de hızlanıyor. Aşırı yapılan egzersiz ise tam aksine erkeğin doğal üreme kapasitesini azaltıyor. Sperm kalitesini artırmak isteyen erkeklere egzersizi kesinlikle öneriyoruz. Ancak gereğinden fazla, özellikle de vücudun dayanıklılığını artırma amaçlı yapılan uzun süreli egzersizler ve kas yapımı için kullanılan bazı ilaçlar hormon dengesini değiştirerek testosteron miktarını azaltıyorlar. Buna paralel olarak sperm üretimi olumsuz yönde etkileniyor.

Varikosel

Testislerdeki, özelikle de sol testislerdeki toplardamarların genişlemesi ‘varikosel’ olarak adlandırılıyor. Varikosel skrotal (torba) ısıyı arttırarak ve hormonal etkiyle sperm yapımında negatif etki oluşturuyor. Varikoselin bulunduğu testiste 3 mekanizmaya bağlı hasar gelişiyor: ısı artışı, androjen yoksunluğu ve toksik metabolitlerin birikimi. Varikoselin genel popülasyonda yüzde 15 iken infertil erkeklerde bu oran yüzde 40’lara kadar yükseliyor. Varikosel ameliyatından sonra sperm parametrelerinde yüzde 40-60 oranında düzelme bekleniyor. En fazla olumlu etki, sperm sayısı ve hareketliliğinde görülüyor.

D vitamini eksikliği

D vitamini, hem kadınlarda hem de erkeklerde üreme hücrelerinin sağlığı için çok önemli. Yapılan çalışmaların büyük bir çoğunluğu D vitaminin testis fonksiyonlarını düzenlemeye yardım ettiğini gösteriyor. D vitamininin ayrıca spermde hücre içi kalsiyum konsantrasyonunu arttırarak sperm hareketliliğini sağladığı düşünülüyor. Yine yapılan çalışmalara göre; erkeklerde D vitamini eksikliği spermlerde DNA hasarı oluşturabiliyor. D vitamini düzeyi yetersiz olan erkeklerle kıyaslandığında, D vitamini düzeyi yeterli olan erkeklerde hareketli sperm sayısı daha yüksek bulunmuş.

Bazı ilaçlar

Bazı tansiyon, ülser ve gastrit ilaçları ile antidepresanlar sperm sayısını düşürebiliyorlar. Pek çok ilaç türü üremeyi çeşitli şekillerde etkileyebiliyor: Örneğin bazı ilaçlar testislerde toksik etki oluşturarak sperm üreten hücrelere hasar verebiliyor. Bazı ilaçlar da dolaylı olarak etki ediyor: Sperm üreten testis hücrelerini uyaran hormonların sinyallerini keserek, sperm sayısının düşmesine neden olabiliyor. Bazı ilaçlar da cinsel isteği olumsuz etkileyebiliyor ya da ereksiyonu ve spermin dışarı çıkmasını bloke edebiliyor. Yine bazı ilaçlar spermin yumurtayı dölleme kapasitesini azaltabiliyor. Dolayısıyla üreme yeteneğinde sorun oluşursa hekim tarafından alternatif ilaçlara geçilebiliyor.

Cep telefonları ve bilgisayarlar

Mobil telefonlardan ve dizüstü bilgisayarlardan yayılan radyofrekans, elektromanyetik ve radyasyon dalgaları testis dokusuna zarar vererek sperm yapımını kötü yönde etkiliyor. “Dizüstü bilgisayarların erkeklerde infertiliteye neden olduğuna dair iddialar, bu cihazların kullanım sürecinde ısıl etkilerine bağlı olarak sperm yapım sürecinin bozulmasına dayandırılıyor. Isının çoğunlukla geçici olarak sperm sayısı ya da hareketliliği üzerinde olumsuz etkisi olabileceği yolunda yayınlar var. Kalıcı kısırlığa yol açtığına dair kanıta dayalı bilimsel veri mevcut değil. Endişeler günümüz itibariyle teorik düzeyde. Diz üstü bilgisayar kullanırken skrotal ısı artışına neden olduğu için bacakların kapalı olmamasına dikkat edilmeli ve yarım saat aralıkla ayağa kalkıp dolaşılmalı. Bunların yanı sıra cep telefonu kullanımının gün içinde 60 dakikayı geçmemesine özen gösterilmeli.  

Stres

“İnfertilite ile psikolojik stres arasındaki ilişki karmaşıktır”. Stres infertilite nedeni iken, infertil olmak da strese yol açabiliyor. Psikolojik stres, sperm yoğunluğunun, hareketliliğinin ve oranının azalmasına, anormal sperm üretiminin de artmasına neden olabiliyor. İmpotans (ereksiyon kaybı), cinsel ilişkide performans azalması, anksiyete gibi stres faktörleri de doğal hamilelik oluşmasını önleyebiliyor.

Kimyasallar ve ağır metaller

Yapıştırıcılar, boya çıkarıcılar, temizleme ve yağ giderici maddeler, boya, vernik, cila ile reçinelerin içerdiği çözücüler, mikroelektronik devrelerde bulunan bifeniller de sperm yapımını bozan etkenlerden. Bunların yanı sıra doğada yaygın olarak yer alan kurşun, civa, kadmiyum, arsenik ve krom gibi ağır metaller de spermatogenesisin, bir başka deyişle sperm yapımının birçok aşamasında etkili oluyor.