CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Tarım Bakanlığı ve hükümetin tarım politikalarını sert bir dille eleştirerek, özellikle Karadeniz Bölgesi’ni tehdit eden kokarca zararlısına karşı alınmayan önlemleri hedef aldı. Adıgüzel, büyük şirketlerin tarım üzerindeki hakimiyetini vurgularken, hükümetin bu duruma sessiz kalmasını şiddetle eleştirdi.
CHP Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Türkiye'nin tarım politikalarına yönelik eleştirilerini dile getirirken özellikle kokarca zararlısının Karadeniz’deki tarım alanlarına verdiği zararın altını çizdi. Karadeniz Bölgesi'nin en önemli gelir kaynaklarından biri olan fındığın, kokarca zararlısı nedeniyle büyük bir tehdit altında olduğunu belirten Adıgüzel, hükümetin bu konuda yeterli adımlar atmadığını savundu. Adıgüzel, hükümeti ve Tarım Bakanlığı’nı tarım politikalarını ihmal etmekle suçladı ve çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Adıgüzel, Tarım Bakanı'nı ise tarım sektörüyle alakası olmayan bir geçmişe sahip olmadığını dile getirdi. Bakanın boya sanayiinde ve gübre sanayiinde çalışmış olmasına dikkat çeken Adıgüzel, bu durumu ironik bir dille eleştirerek, “Bakanın tarım geçmişi yok, boya sanayisinden geliyor. Bu gidişle köfteden boya da çıkabilir, gübre de. Hatta kokarca bile çıkabilir!” dedi. Bu ifadeleriyle hem Tarım Bakanı'nı hem de tarım politikalarındaki eksiklikleri alaycı bir şekilde eleştiren Adıgüzel, tarımın ülkenin geleceği açısından kritik önem taşıdığını vurguladı.
"Kokarca Kış Uykusuna Yattı, Ama Hükümet Uyanmadı!"
Karadeniz Bölgesi'nde fındık üreticilerinin başlıca sorunu haline gelen kokarca zararlısına dikkat çeken Adıgüzel, bu konuda hükümetin harekete geçmemesini sert bir dille eleştirdi. Kokarcanın fındık ve diğer tarım ürünlerine ciddi zarar verdiğini söyleyen Adıgüzel, bu sorunun sadece yerel bir problem olmaktan çıktığını ve ulusal çapta bir felakete dönüşmekte olduğunu belirtti. Hükümetin bu duruma karşı kayıtsız kaldığını savunan Adıgüzel, “Kokarca kış uykusuna yattı, ama hükümet kış uykusundan uyanmadı” sözleriyle hükümetin tarım politikalarındaki zafiyeti alaycı bir dille eleştirdi.
Adıgüzel, kokarca zararlısına karşı alınmayan önlemlerin bölgede fındık üreticilerini büyük bir çıkmaza sürüklediğini vurgularken, yetkililerin bu konuda sessiz kalmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Kokarcanın sadece Karadeniz bölgesini değil, ülke genelindeki tarımı tehdit ettiğini belirterek, acil önlem alınması gerektiğini ifade etti.
"100 Kilometre Yürüdük, Kokarcayı Bakanlığa Götürdük Ama Dinletemedik"
Adıgüzel, kokarca zararlısına karşı çözüm bulmak için yapılan girişimlerin sonuçsuz kaldığını belirtti. Tarım Bakanlığı’na konu hakkında yapılan başvurulara rağmen sorunun çözülmediğini dile getiren Adıgüzel, kokarcanın fındık ve diğer tarım ürünleri üzerindeki etkilerinin giderek büyüdüğünü söyledi. Adıgüzel, “Kokarcayı Tarım Bakanlığı’na götürdük, ama bir türlü uyandıramadık. 100 kilometre yürüdük, dinletemedik. Yerel bir problemi ulusal bir felakete döndürdüler, tebrik ederim” sözleriyle, kokarca sorununun önemine dikkat çekti.
Bu açıklamalarında hükümeti eleştiren Adıgüzel, Tarım Bakanlığı’nın büyük tarım şirketlerine bağımlı olduğunu ve küçük üreticileri koruyacak etkili politikaların geliştirilemediğini savundu. Kokarca zararlısının yerel bir sorun olmaktan çıkıp, ulusal bir tarım krizine dönüştüğünü ifade eden Adıgüzel, hükümetin bu sorunu daha fazla göz ardı etmemesi gerektiğini belirtti.
Adıgüzel, özellikle Ferrero ve Cargill gibi dev tarım şirketlerinin Türkiye tarımına yönelik hakimiyetini sert bir dille eleştirerek, bu şirketlerin küçük üreticileri yok ettiğini söyledi. Hükümetin bu duruma karşı bir adım atmamasını kabul edilemez bulduğunu ifade eden Adıgüzel, tarımda giderek artan bu dış baskıların ülke tarımını felakete sürüklediğini belirtti. "Ya Kokarca bizi yiyecek, ya biz kokarcayı” diyerek, tarımda küçük üreticilerin büyük şirketlerle olan mücadelesine dikkat çekti.
Tarımın Türkiye’nin en önemli ekonomik sektörlerinden biri olduğunu vurgulayan Adıgüzel, özellikle Karadeniz Bölgesi’nde fındık gibi stratejik ürünlerin korunması gerektiğini, aksi takdirde bu zararın ülke genelinde büyük bir ekonomik krize neden olacağını belirtti.