ADI BATSIN OCAK'INIZIN!

Abone Ol

Bir 10 Ocak günü daha geçti. Ancak Ocak ayının bitimine bugünü saymazsanız daha 19 gün var. Ocak ayı basın mensuplarının kayıp ayı, kara ayı. Götürüsünden öte hiç getirisi olmayan bir ay bence. “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” diye tabir edilen bu günde yine adı üstünde olduğu gibi gazeteciler çalıştı, hatta bugün daha fazla mesai verdi. Ocak ayı bu yıl da iyi gelmedi biz basın mensuplarına daha 10 Ocak’a gelmeden Trabzon Gazeteciler Cemiyeti ve Karadeniz Gazeteciler Federasyonu  ve Anadolu Ajansı eski Bölge Müdürü Turgut Özdemir ağabeyi kaybettik. Bu Ocak ayında ölen ve katledilen kaçıncı gazeteci hatırlamıyorum. Ama 1990 sonrası bildiklerim 24 Ocak 1993’te Ankara’da  Cumhuriyet Gazetesi yazarı Uğur Mumcu, 14 Ocak 1994’te Kırıkkale’de Türkish Daily News’den Ruhi Can Tul, 11 Ocak 1995’te İstanbul’da Cumhuriyet Gazetesi’nden Onat Kutlar, 8 Ocak 1996’da İstanbul’da Evrensel Gazetesi’nden Metin Göktepe,  28 Ocak 1998’de Adana’da Kurtuluş Gazetesi’nden Mehmet Topaloğlu ve  19 Ocak 2007’de İstanbul’da Agos Gazetesi’nden Hrant Dink hep Ocak ayında katledildi. Ordu’da yerel basın içinde Kara ve alçak bir ay Ocak ayı. Bu yüzdendir ki Ordu’da Bilal Köyden, Ali Rıza Gürsoy, Osman Kurtuluş, Kazım Vardar, Mehmet Tarı, Erol Ataşan, Alaattin Benal ve Haldun Altunel hep bu ayda toprağa verildi. Şimdi gelin siz Ocak ayını ‘Çalışan Gazeteciler Günü’ olarak kutlayın.

Bunun yanı sıra Türkiye’de 10 bin İşsiz gazeteci, 145 tutuklu gazeteci, onurunu, kalemini satmadan yazan ve bunun karşılığında işsiz kalan, soruşturma yiyen, gözaltı kararı çıkarılan, baskı ve şiddete maruz kalan ve her şeye rağmen gerçekleri yazarak mesleklerini icra etmeye çalışan onurlu meslektaşlarım var ne mutlu. Direnmeye başını dik tutmaya devam ediyor. Uzakta değil bu baskı, şiddet ve tehdide hemen yanı başımızda müdahil ve şahit olabiliyoruz.

Bunlar yetmezmiş gibi bugün yıpranma payları bir yana neredeyse karın tokluğu diye tabir ettiğimiz düşük ücretlerle çalıştırılan gazeteciler, geriden gelen genç nesil gazetecileri de demoralize edip başka alanlara sevk ediyor ve gazetecilik bu yüzden hak ettiği kalemlerde köşe bulmuyor.

Şimdi sen gel tüm bunlara rağmen 10 Ocak’ı ‘Çalışan Gazeteciler Günü’ olarak kutla. Bu yüzden onurluca mesleğini yapmaya çalışan gazeteci küçük ve büyüklerimin geçmiş 10 Ocak’ını kutlamıyor, konfederasyon ve federasyonumuzun gördüğü gibi bir dayanışma günü olarak gördüğümü belirtiyor ve diyorum ki “Basın öne eğilmesin” sevgili meslektaşım. Başın da kalemin gibi dik olsun.