Dikkatinizi çekti mi? neredeyse yılın 365 günü bir şeyin günü. Sizi bilmem ama bu bana tüm bu günler kapitalizmin sahte bir yüzü olarak görülüyor. Sahte hatırlanmalar, sahte seviler, sahte gülüşler, sahte gönül almalar.
Yarında ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’. 8 Mart benim için bir o kadar önemli bir o kadar da önemsiz bir gün. Önemsizliği diğer günler gibi bir güne sığdırılmış hatırlanmalar, gönül almalar. Oysa bir şeyi hatırlamak, anmak, bir şeyleri ifade etmek için 365 gün içinde 1 gün yeter mi sizce. 8 Mart’ın anlamına bakılınca aslında diğerlerinden biraz öne çıkıyor. Hatırlamak gerekirse biraz gerilere yani 8 Mart 1857 tarihine gidince ‘8 Mart’ın aslında kapitalizme bir başkaldırı bir isyan olduğunu görebiliyoruz. ABD'nin Nevw York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başlamış, ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can vermiş. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katılmış.
26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Internationaler Frauentag" (International Women's Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirmiş ve öneri oy birliğiyle kabul edilip o gün bugün ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ olarak kutlanmaya başlamış. 8 Mart’ın anlamı diğerlerine göre anlamlı olsa da bana diğerleri gibi dayatma bir gün olarak görülüyor. Çünkü benim eşime, anneme, öğretmenime, doktoruma, mühendisime, avukatıma, askerime, polisime olan sevgim 1 güne sığdırılacak bir gün değil. Dayatma ile de kimse içtenlikle sevgisini gösteremez, bayağılıktan öteye gidemez diye düşünüyorum.
Yani anlayacağınız diğer günler gibi “8 Mart’ı da kapitalizmin bir dayatması olarak görüyorum. Bu yüzdendir diğer günler gibi “8 Mart’ı önemsemeyişim. Önemsediğim yanına gelince hayat arkadaşım Seran Eren Şensoy ile biz bu günde tanışarak evlenme kararı aldık, evlendik ve yine bir mart ayında baba olacağımın müjdesini aldım. 8 Mart’a kısa bir süre kala. ‘8 Mart’ı da önemseyişim o yüzdendir. Diğer yanı beni hiç ilgilendirmiyor. Kimse de bana zoraki hiçbir günü kabul ettirip kutlatamaz.