5 Aralık 2019. Türk Kadınının “Seçme ve Seçilme Hakkı”nı alışının 85.Yıldönümü.
Kadın hareketinin siyaset yapmaya dair taleplerinin ve mücadelesinin devamı olarak, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, onun eşsiz öngörüsü sonucu, 5 Aralık 1934’te, pek çok Avrupa ülkesinden çok önce kadınlara verilen bu hak, kadınlar açısından bir devrimdir.
Türkiye’nin demokratikleşmesinin en önemli adımlarından biridir.
Aradan geçen 85 yılda, biz kadınların kazanımlarını daha ileriye taşıması gerekirken, eğitimde, istihdamda, karar alma ve yönetim mekanizmalarında önümüze konulan engeller sonucu gelinen noktada, maalesef olması gereken yerde değiliz.
24 Haziran 2018 Genel Seçimi sonucunda, biz kadınlar, TBMM’de sadece 103 kadın vekille temsil ediliyoruz.Nüfusun yarısı olan biz kadınlar, yasalar önünde erkeklerle eşit haklara sahibiz, ancak haklara ulaşmada eşit değiliz. Oysa daha çok kadın vekil demek, kadına yönelik şiddet, kadın istihdamı, eğitim gibi konuların daha fazla ele alınması ve çözüm üretilmesi demektir.
Ne yazık ki hala “TEMSİLDE ADALETTEN” ya da “SONUÇTA EŞİTLİKTEN” söz edemiyoruz.
“Anayasa önünde Kadın ve Erkek eşittir “ demek yeterli olmamakta,
kadınlar Anayasa ve yasalarla zorunlu kılınacak özel önlemlerle desteklenmedikçe “sonuçta eşitlik”ten söz edilememektedir.
Oysa demokrasilerde en önemli iki unsur, eşitlik temeline dayalı TEMSİL ve KATILIMDIR. Yani EŞİT TEMSİL ve EŞİT KATILIMDIR.
Toplumsal refahın sağlanması için kadınların siyasal yaşama katılımlarının önündeki pek çok engelin kaldırılması gerekmektedir.
Kadınların eğitimden yeteri kadar faydalanamaması, çalışma hayatında yer alamaması, çalışanların ise erkeklerle eşit koşullarda olmaması en büyük engellerdendir.
Toplumsal cinsiyet rollerinin kadınlara dayattığı geleneksel değer yargıları,
kadınların sadece eş olma ve annelik rolleri ile sınırlandırılması da önemli sorunlardandır.
Oysa eğitim, kadınların ekonomik, sosyal ve siyasal alanlarda var olabilmelerinin en önemli aracıdır. Ne yazık ki AKP iktidarı kız çocuklarını okuldan uzaklaştıran düzenlemeleri bir biri ardına devreye sokmuştur. AKP, Kadın İstihdam Paketi ile, kadınları iş ve sosyal yaşamdan uzaklaştırarak, eve ve güvencesizliğe hapsedecek düzenlemeler yapmaktadır. Ayrıca kadınlar çalışma hayatında çoğunlukla kayıt dışı ve daha az ücretle çalıştırılmakta, çalışan kadın erkeklerle “eşit işe eşit ücret” alamamaktadır.
Mevcut iktidar, kadınların kaç çocuk doğuracağına, nasıl doğuracağına, gece sokakta yürüyüp yürüyemeyeceğine, kahkaha atıp atamayacağına karar vermeye, kılık kıyafetine, zihnine, bedenine, kimliğine hükmetmeye çalışmaktadır. Kadınların önündeki bu engeller, kadının siyasal yaşama katılma konusunda erkeklere oranla çok daha fazla mücadele vermek zorunda kalmalarına neden olmaktadır. Kadınların bu konuda, bugüne kadar verdikleri mücadele çok çok değerlidir. Ancak gelinen noktada, Anayasa ve yasalarda var olan haklarımızı hayata geçirmek için daha iyi örgütlenmemizin, dayanışmamızı güçlendirmemizin, emeğimizi birleştirmemizin gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
Siyasi partiler yasasında, kadın lehine yasal düzenlemeler yapılması, seçim sisteminde kadınları engelleyen ayrımcı unsurların kaldırılması kadın ortak mücadelesi ile olacaktır.
Birlik olacağımız inancıyla tüm kadınlara her alanda eşit ,özgür bir dünya diliyoruz.