2020 YILININ BİLİNMESİ GEREKEN 10 BESLENME TRENDİ

Abone Ol

Dünya takip edemediğimiz bir hızla değişip gelişirken birçok alanda yeni trendler oluşuyor. Elbette en temel ihtiyaçlarımızdan biri olan beslenme de bu değişime ayak uyduruyor. Farklılaşan yaşam koşullarının beslenme alışkanlıklarımızın belirlenmesinde önemli rol oynadığını biliyor muydunuz? İşte  yeni yılın beslenme trendleri.

Yeni bir yıla başlamak kendimize özel hedefler belirlemek, yeni kararlar almak, daha cesur adımlar atmak, çok daha fit ve sağlıklı yaşam için motive edici bir dönemdir. Yeni yıl ötelediğimiz diyete başlamanın, spor salonuna yazılmanın tam vaktidir. 2020 yılında kendimizi dinlememiz, bedenimizi sevmemiz ve iyi yaşamak için kendimize iyi bakmamız gerekiyor. Doğa dostu ve bütüne hizmet eden beslenme trendlerini sizler için sıraladım.

Daha fazla bitkisel beslen

Sebze ve meyve cenneti ülkemizde yetişen, mevsiminde sebzelerden oluşmuş renkli tabaklar hazırlayın. Her öğünde tabağınızı doğru tekniklerle pişirdiğiniz sebzelerle doldurun. Günde 1-2 porsiyon meyveyi bütün halinde tüketin.

Çok daha az kırmızı et tüketin

Bitki bazlı etler, yumurtalar, vegan balık ve etsiz hamburgerleri tüketmeyi alışkanlık edinin. Giderek artmakta olan bu endüstri mantık olarak bizlere biraz uzak olsa da, dünya nereye gidiyor bilmek gerekiyor. Haftada 80 gram kadar kırmızı et tüketerek protein ihtiyacımızı başka kaynaklardan dengelememiz gerekiyor. Dolayısıyla kırmızı et yerine daha çok baklagillerden alacağımız protein kaynaklarını kullanmak, bol sebze ile birleştirmek çok önemli bir adım olacaktır. 

Bağırsak sağlığınıza yatırım yapın

İyi bakterilerin sayı ve çeşitliliğini arttırmak duygu durumundan, tüm sistemlerin çalışma performansına kadar vücudun kumanda merkezi gibidir. Daha çok fermente ürün kullanmaya özen gösterelim. Kvass, turşu, sirke, kombucha, fermente şirden mayalı peynir, kefir, fermente sebzeler, boza ve tarhana gibi Türk mutfağının imza tatlarını her gün tüketebiliriz. Özellikle sebze ve baklagilleri filizlendirmeliyiz ki içlerindeki güçlü enerji ve şifadan faydalanabilelim. Ayrıca yediklerimiz kadar içtiklerimizi de önemsemeliyiz. Alkolden uzak durmalıyız, onun yerine fermente içecekleri hayatımıza eklemeliyiz.

Daha az ama öz kalori tüketin

Özellikle yaş aldıkça, vücudumuz yediklerimizin daha kaliteli ve onu besleyen gıdalar olmasına önem verir. Gereksiz kalori tuzağı olan atıştırmalıklardan ve paketli gıdalardan uzak durmak çok daha kıymetlidir.

Şekeri hayatınızdan çıkarın

Bunun için beslenmenize kuru meyveler, kuru meyvelerden hazırlanmış ev yapımı özler, şuruplar gibi doğal şeker kaynakları ekleyebilir ya da doğal stevya tarzı tatlandırıcılarla sağlıklı içerikte tatlılar hazırlayabilirsiniz. Şekerden vazgeçmenin yolu önce yavaş yavaş hayatımızdan çıkarmaktır. Canımız tatlı çektiği zaman düşük miktarlarda ev yapımı ürünlerle, tatlı eşiğini çok yükseltmeden, diyette bir harmoni yaratabilirsiniz. Sağlık üzerine hiçbir faydası olmayan şekeri mümkün olduğu kadar az tükettiğiniz zaman hastalıkları ve fazla kiloları ötelemiş olursunuz.

Yeni tatlara açık olun

Yıllarca konuştuğumuz chia, keten tohumu ve kinoadan sonra bu sene moringa, kenevir, muz unu, dut unu gibi sağlık trendlerini ve lezzetlerini marketlerde ve tariflerde daha çok göreceğiz. Siz de bunlara karşı ön yargılı olmayın, mutlaka denemek için kendi yöntemlerinizi geliştirin. Çünkü süper besinlerden oluşan bu liste daha sağlıklı yaş almak, cildi korumak ve hastalıkları ötelemek için çok şifalıdır.

Atıştırmalıkları sağlıklı olanlardan seçin

Atıştırmalıklarınızı ister evde yapın ister hazır organik olanları çantanda bulundurun, ara öğünlerinizi daha masum geçiştirmeniz şarttır. Özellikle protein ağırlıklı olanlar, doygunluk hissi üzerinde de etkili olacağı için, ikindi saatlerini daha sağlıklı bir şekilde geçiştirmenize destek olacaktır.

D vitaminini yeterli depolayın

Daha çok D vitamini alalım, bunun için de bol bol güneşlenelim. Aynı zamanda beslenmemizde somon, yumurta, mantar gibi kaynakları daha çok tüketelim. Vücutta pek çok enerji mekanizmasında işlev gören D vitamininin, duygusal durumumuz üzerinde etkisi vardır. Dolayısı ile yetersizliğini kesinlikle karşılamak gerekir. Her 10 kişiden 9’unda yetersiz olduğunu düşünecek olursak, bu konuda destek ürün kullanmanın artıları çok olacaktır.

Size uyan bir spor dalı seçin

Sevdiğimiz bir spor dalını bulup, düzenli olarak yapmalıyız. 2020’den beklentimiz kendimizi daha iyi hissetmek olduğuna göre, spor bu noktada vazgeçilmeziniz olmalı. Özellikle sporun mutlu eden ve kaygıyı azaltan yönü, stres yönetiminde de en büyük sağlık belirleyicisidir. Bu yılki hedefiniz her gün 10000 adım, 1 saatlik bir yürüyüş, yoga, pilates veya hangi sporu seviyor ve devam edecek şekilde uyguluyorsanız o olsun.

Uyku süresini ve kalitesini düzenleyin

Uyku stres yönetimi, bedenin daha rahat çalışması ve enerjik olması için çok kıymetlidir. Uyku sorunu yaşayan toplum olduğumuz için depresif modumuz ve kaygılarımız oldukça yüksek. Bu noktada daha normal saatlerde yani 23:00 gibi uyuyup, 7 saatlik derin uykuyu almak çok kıymetli. Özellikle uyuyamıyorum diyenlerin, saat 16:00’ dan sonra kafein alımını muhakkak azaltmaları, bunun yerine yasemin, melisa, papatya ve ada çayı gibi sakinleştiren çayları daha çok tüketmeleri tavsiye edilir.