18 Mart tarihi vatan topraklarını, din, namus, hürriyet ve istiklalimizi canları pahasına koruyarak saniyede metrekareye 6000 merminin isabet ettiği bir saniye sonra öleceğini bildiği halde tarihe destan yazdıran 49 Subay 3480 er ve erbaş ve 57. Alayın şehit ve gazilik makamına ulaşıldığı ve Çanakkale destanın yazdığı yerdir.
Bu sene Çanakkale Zaferinin
110. seneyi devriyesi olaraktan bir kere daha onları rahmet,minnet, şükranla anıyoruz.
Çanakkale zaferi sadece Türkiye değil, dünya tarihine de yön veren bir kahramanlığın yazıldığı şanlı bir destandır.
Merhum M. Akif Ersoy; Çanakkale kahramanlıklarını şöyle anlatıyor;
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhidi
Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem sızmazsın.
Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber
Sana ağuşunu açmış bekliyor Peygamber.
Biran bile tereddütte kapılmadan, canlarını seve seve feda ederek “Çanakkale geçilmez” dedirten, kahraman şehitlerimiz ve gazilerimiz din, vatan, bayrak, istiklal ve hürriyet uğruna neler yapabileceklerini tüm dünyaya göstermişlerdir. Bu eşsiz zaferle ortaya konulan sarsılmaz vatan sevgisi ilanlı ruhlar sayesinde kazanmıştır.
Çanakkale’yi anlamadan Millî Mücadele’yi, Âkif’in Çanakkale Destanı’nı anlamadan da İstiklâl Marşı’nı anlamak mümkün değildir.
Çanakkale'de sergilenen birlik ve dayanışma ruhu Milletimize hem zaferi kazandırmış, hem de Kurtuluş Savaşımız için gerekli olan milli mücadele azim ve kararlılığını perçinlemiştir. Çanakkale ruhu, bizim inanç değerlerimizle yoğrulan milli ruhumuzdur.
Çanakkale bir kahramanlık destanıdır. Bu büyük savaşın yaşandığı günlerde gençliğimize ve geleceğimize ışık tutacak kıymette Çanakkale Ruhunu yansıtan son derece önemli hadiseler meydana gelmiştir. Birkaç örnek vermek istiyorum.
Yeni mühendis çıkan, gönüllü olarak Çanakkale’ye giden ve orada "Bir hilâl uğruna, tertemiz alnından vurularak vatan topraklarıyla bütünleşen" bir kahramanın, şehadetinden önce nişanlısına yazdığı ve gönderemediği mektubunda, nişanlısına hitaben şöyle diyordu:
"Buralara gelmeden önce, dünyada senin sevginin üstüne hiç bir sevginin olamayacağını düşünürdüm... Ne olur bana darılma... Kucağımda gülümseyerek, şehadet getirerek ruhunu teslim eden arkadaşlarım benim halet-i ruhiyemi öyle bir hale getirdi ki, artık benim için üzerime çamur olarak bulaşan vatan topraklarının sevdası üzerine, dünyada hiçbir sevda olamaz... Ne olur beni boşuna bekleme, senin mutlu olmanı ve beni unutmanı istiyorum... Artık tek arzum, arkadaşlarım gibi vatanımın uğruna şehit olmaktır.
İşte bu vatan sevdası üzerine yazılmış bir şiirdir.
*
Çanakkale içinde aynalı çarşı,
Ana ben gidiyom düşmana karşı.
Of gençliğim eyvah.
*
Çanakkale İçinde vurdular beni,
Ölmeden mezara koydular beni.
Of gençliğim eyvah.
*
Çanakkale içinde bir dolu testi,
Analar babalar mektubu kesti.
Of gençliğim eyvah!
*
"Aldık abdestimizi birer matara suyla;
Bekleriz şahadeti ibadet sükûtuyla.
Dünya ya tarihinde tarifi mümkün olmayan destanlaşan Çanakkale Muharebelerini zaferle sonuçlandırmak kazandıran bu yüksek destansı ruhtur."
Savaşın,şekli, şemali ve boyutu ne olursa olsun bizim askerlerimiz
düşmanına bile merhamet, susadığında su acıktığında aşk ekmek veren bir ecdadın bir neslin torunlarız
Milli şair Mehmet Akif’in şu güzel dizeleri Çanakkale’ye çok güzel anlatıyor.
“Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.”
Şehit ve gazilerimize olan rahmet, minnet, dua ve şükran duygularımızı geçmişten günümüze denk her 18 Martta
Çanakkale Zaferi'nin tüm isimsiz kahramanlarımızı rahmet ve saygıyla anıyoruz
Tüm şehitlerimizin ve 18 Martın şahit ve gazilerimizin ruhları şad olsun.